Başiskele, Çayırova, Gölcük, İzmit, Gebze gibi bir çok ilçede Saadet Partisi kökleşmiş, derinleşmiş teşkilat kültürüne sahip.
Rahmetli Necmettin Erbakan’ın mirası olan Saadet Partisi’nin ilimizde 30 bin oya ihtiyacı bulunuyor.
7 Haziran Genel Seçimleri’nde 50 bin civarında oy alan SP’nin 1 Kasım seçimlerinde ilimizden milletvekili kazanabilmesi için sadece ve sadece 30 bin oya ihtiyacı var !
SP’nin bu kentte, bu gücü var mı ?
Elbette, fazlasıyla var.
SP’nin kadroları, davaya gönül veren yüzlerce kişi ayağa kalksa, inansa rahmetli Erbakan’ın emaneti, TBMM’de Kocaeli’den vekille temsil edilir.
Şimdi birilerinin şu soruyu sorduğunu duyar gibiyim; “peki baraj sorununu unuttun mu kardeşim ?”
Yok unutmadım.
Biliyorsunuz, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 12 Eylül 2010 tarihinde düzenlediği referandumda, “evet” kararı çıkmış ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı elde edilmişti.
Her ne kadar iktidar partisi A-KA-PE, milli iradeyi saymasa da, hukuk az da olsa işlerliğini koruyor.
Bilindiği üzere hukuku kendi çıkarlarına göre manipüle eden A-KA-PE ve avaneleri, ana muhalefet partisine hükümeti kurma görevini de vermemişti.
Pardon A-KA-PE ve temsilcileri değil Anayasayı ihlal eden pek kıymetli, muhterem reis-i cumhurumuz, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hazretleri vermemişti hükümeti kurma görevini.
Peki bireysel başvuru ne demek ?
Bireysel başvuru şartları nedir ?
İşte o şartlardan bence en önemlisi; “1- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru için öncelikle ortada devletin kamu gücünün aktif ya da pasif bir ihlâli neticesinde meydana gelmiş bir mağduriyetin olması gerekmektedir. Devletin kamu gücünün bir uygulamasından ya da uygulamamasından kaynaklanan bir mağduriyet söz konusu olmadıkça Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkânı söz konusu olmayacaktır.”
Şu anda seçim barajından ötürü çok ciddi bir mağduriyet yaşanmaktadır.
Seçim barajı demokrasiye darbedir.
Kişisel hak ve hürriyetlere darbedir.
Anayasa Mahkemesi her ne kadar mevcut iktidar ve temsilcileri tarafından kuşatılmışta olsa yine de demokrasi adına hayırlı sonuçlar alınacağı inancındayım.
Anayasa Mahkemesi’nin ardından ise ikinci adım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olacaktır.
Umarız ülkemizde demokrasi barajlarla kuşatılmaz.
Bakalım 30 bin Saadetli bulunacak mı ?