Mesela kırk kere ´ Sen hastasın ´ denilen insan, hasta olurmuş.
Yalan bile olsa insan, ağzından çıkan her şeye kendi de inanır.
Bu tamamen psikolojik bir durumdur.
Kuşkusuz nasıl iyi ilaç bedeni hastalıkları tedavi ediyorsa, iyi sözün de ruhi hastalıkları tedavi edici yönü vardır.
Bu yüzden insanın etrafında ´ iyi olacaksın ´ diyen dostları olmalı.
Ümit eken, ümit biçen, güzel söz söyleyen, yargılamadan dinleyen, hakkı ve sabrı tavsiye eden, gerekirse kırk gün boyunca iyiliği telkin eden dostlar olmalı.
Kırk gün boyunca hiç usanmadan sevecek, dert dinleyecek, her türlü nazı bıkmadan çekecek dostları olmalı insanın.
Güzel söz, gönlü gül gülistan eder, kışı yaza çevirir.
Bu ülkenin huzura ihtiyacı var.
Bağırıp çağırarak bir ülke yönetilemez.
Bir devlet adamı dünya görüşü ne olursa olsun ayrım gözetmeksizin herkesi kucaklamalı.
Ama böyle olmuyor.
Her fırsatta polise, askere, hakime, savcıya, hakime, gazeteciye gider yapılıyor.
Samimiyetsizlik, yalan dolan paçadan akıyor.
Çok yıprandılar.
Ve artık vatandaşı inandıramıyorlar.
Kır kere de söyleseler değişen bir şey olmaz.
Hatta eskisi gibi rahatça kapı kapı bile gezemiyorlar.
Ya kapılar yüzlerine kapanıyor, ya da kovuluyorlar.
7 Haziran’dan sonra hükümetin neden kurulamadığını, kimin ülkeyi yeniden seçime götürdüğünü kundaktaki bebek bile biliyor.
Dün başka bugün başka konuşuyorlar.
Kendi partilerinde yer alan isimler bile bu yalanlara inanmıyor.
Belli ki ‘kırk kere söylersen olurmuş’ diye düşünerek ‘Tek başına, iş başına’ sloganını kırk kere tekrarlıyorlar.
Yukarıda da vurguladığım gibi; yalan bile olsa insan, ağzından çıkan her şeye kendi de inanır.
AKP’lilerde inanıyor.
Bence değil kırk, bin kırk kere tekrarlasalar da değişen bir şey olmaz.
İnişe geçtiler ve bu düşüş durdurulamaz.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!
