Emanet para…
Emanet mal…
Emanet araba, vb.
Ancak 2015 yılı gelip çattığında “Emanet” in bizdeki karşılığı birden değişti.
“Emanet oy” diye dilimizden düşmeyen yeni bir emanet eki ile karşı karşıya kaldık.
Önce HDP, Ak Parti ve CHP’ den EMANET aldı.
Aradan 5 ay geçti bu sefer HDP’ ye AK Parti’ den giden emanet oylar geri döndü.
Bu da yetmedi MHP’nin 2 milyon seçmeni Ak Parti’ ye emanet oy olarak katılım sağladı.
Türkiye’nin kaderini değiştiren bu EMANET OYLAR en çok MHP’yi etkiledi.
Haziran seçimlerinde 7 milyon 520 bin oy alan MHP, Kasım seçimlerinde ise yüzde 5 oy kaybederek 5 milyon 690 bin oy alabildi.
Ak Parti’ ye giden emanet oylar MHP’ nin Parlamentodaki sandalye sayısını tam yarı yarıya düşürerek kendilerini en tartışılır parti haline getirdi.
İşte şimdilerde MHP’ de esen liderlik tartışmalarının en büyük sebebi EMANET OYLARDIR.
Emanet ne kadar önemli bir şeymiş demek ki.
Onu muhafaza etmek, kimselere yem etmemek, gözün gibi korumak ne kadar önemliymiş.
Sinan Oğan, Koray Aydın ve Meral Akşener MHP’ de esen sert rüzgârın sebebini ifade ederken sanırım bundan bahsetmeye çalışıyorlar.
Onlar oyların muhafaza edilemediğini, Ak Parti’ ye yem edildiğini ve gözleri gibi korunamadığını düşündüklerinden “bizde varız” diyorlar.
Seçimlere ramak kala iç çekişmelere heba edilen önemli şahsiyetler sebebiyle MHP’nin çok kan kaybettiğini bilmeyen yok artık.
Sonuçlar da ortada zaten.
Liderlerini tartışılır hale getirmeden değişimin şart olduğunu kemal-i lisan ile ifade edenler umduğumuzdan fazla çıktılar.
Özellikle Meral Akşener hanımefendinin çevresinde birleşen delege gücünden anlaşılan o ki; MHP olağanüstü kongre ile önemli bir değişim yaşayacak.
Olağanüstü Kongre şartları açısından oldukça sert bir tüzüğe sahip olan MHP’ de kartlar yeniden karılacak ve büyük bir ihtimalle bir lider değişimine şahit olunacak.
Açıkça ifade etmek gerekirse; Sayın Devlet Bahçeli partinin ele geçirilme vehmi üzerinden siyaset etmeyerek, asaletine yakışır bir tavır sergileyerek kongre şartlarını kendisi oluşturmalı ve büyük lider olmanın gereğini yapan şahsiyet olarak 3-5 adaylı kongrenin önünü açmamalıydı.
Şimdi tüm il ve ilçelerde Büyük Kongre delegeleri çok zor durumda.
“Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” misali büyük bir acıyla karışık olumsuz ruh hali içerisindeler.
Birçoğu ömrünü harcadığı partisinin liderini tartışmanın, yeni lider arayışı içerisine girmenin burukluğunu yaşıyorlar.
Sosyal medya aracılığı ile taraf olmanın hezeyanını yaşamaları bunun en somut örneği.
Farklı adayları destekleyenlerin bir bölümü dün aynı safta ölümüne birlikte olduklarını ifade ederken bugün birbirlerine amiyane cümleler sarf etmekteler.
Akil şahsiyetler ise aradaki köprü vazifesini görmek için büyük çaba sarf etmekte, herkesi itidalli davranmaya ikna etmekteler.
Her partinin yaşayabileceği bu olumsuz havayı iyi solumak, taraf olurken partinin en az zarar görmesini sağlamak için azami derecede dikkatli davranmak gerekir.
Partinin büyükleri şu veya bu liderin etrafında toplanın veya toplanmayın demek yerine tüm partilileri özellikle sosyal medya üzerinden birbirlerine ölçülü ve saygılı davranmaya sevk etmeleri lazımdır.
Bu doğum elbette sancılı olacaktır.
Siyasetin doğasında bu var.
Önemli olan birbirinin yüzüne bakacak mesafede karşı karşıya gelmektir.
Bu sebeple herkes itidalli davranmalıdır.
Lider adayları beyanlarına dikkat etmeli, partilileri birbirine düşürecek söylemlerden uzak durmalıdırlar.
Meral Akşener hanımefendi bu kalitede bir şahsiyettir.
Hemşerimiz olması sebebiyle Kocaeli’ den büyük destek alacağı aşikâr olan Sn. Akşener’e liderlik de çok yakışır.
Giden EMANET OYLARIN geri dönüşümünü sağlamanın yanı sıra diğer siyasi partilerden yeni katılımları da tetikler onun liderliği.
Asil Türk kadınının en güzel örneklerinden birisi olan Sn. Akşener hem milliyetçi hem muhafazakâr hem sosyal demokrat hem de tarafsız bayan seçmen tabanından büyük destek alır.
Önemli olan bu sürecin parti içi çekişmelere kurban edilmemesidir.
Seçmen bu liderlik savaşında partiden korkmamalıdır.
Bu süreç önümüzdeki yerel seçimlere kadar tüm seçmen üzerinde olumlu etki bırakacak söylemlerle tamamlanırken yeni seçilecek lider de kurmaylarını iyi belirlemeli, teşkilatlar üzerinde yeni ve etkin çalışmalar yapılmalıdır.
İşte MHP tabanından ve yeni liderinden beklenenlerin bir bölümü budur.
Yeni lidere çok iş düşecek.
İlk şart bu süreçte seçmeni asla ürkütmemek.
İkincisi; emanet oyları geri getirmek…
Üçüncüsü; tüzüğünden, teşkilatlarına kadar her şeyi yeniden derdest etmek…
Dördüncüsü; yerel seçimlerde mutlak başarıyı sağlayacak çalışmalar yapmak.
Beşincisi; teşkilatları kurumsal faaliyetlerle bezemek, eğitmek.
Altıncısı ve önemlisi ise; Türkiye partisi olmak.
Yani; partiyi tüm coğrafyadan oy alabilecek duruma getirmek.
Kolay mı? Değil.
Zaten lider de zoru başarana denir.
Şunu unutmamalı; Sayın Recep Tayyip Erdoğan başlarken sıfırla başlamıştı.
MHP’nin yeni lideri ise 7,5 milyon ile başlayacak.
Sizce hangisinin işi zordu?
Kalın sağlıcakla.
