Öyle bir güven tazeleme ki, tek aday olarak girdiği kongrede, kendisine rakip bile çıkmadı.
Kemal Kılıçdaroğlu, 1948 doğumlu, yaşı 70’lere merdiven dayamış bir lider.
Kılıçdaroğlu’nun 2019 yılında yapılacak olan seçimlerde, partisinin başında olmayacağını düşünüyorum.
Kılıçdaroğlu, 2017 ya da en geç 2018 yılında genel başkanlığı bırakacaktır.
Göreve geldiği ilk günlerde “Gandi Kemal” olarak tanımlanan Kılıçdaroğlu’nun koltuğa endeksli bir süreç yöneteceğine inanmıyorum.
Genel başkanlık için zemin yoklayan fakat ikinci kez aday olamayan Muharrem İnce’nin ise genel başkanlık için şansı giderek azalıyor.
İnce ya çıkıp aday olmalıydı ya da çıkıp “aday olamama” gerekçelerini basın ve kamuoyuyla paylaşmalıydı.
Günümüzde kendini anlatabilmek, kriz yönetebilmek önemli bir siyasi hamle, siyasi refleks olarak kabul ediliyor.
Gelelim Kılıçdaroğlu’nun en güçlü selef adayına.
Bence K.K.’nın parti içerisindeki en güçlü veliahtı Selin Sayek Böke..
Evet, yanlış duymadınız.
CHP kulislerinde, daha doğrusu derin CHP kulislerinde en çok konuşulan konulardan bir tanesi Selin hanımın gümbür gümbür geldiği yönünde..
Parti içi sistem buna izin verir mi ?
Tartışılır.
Aynı sistem, nasıl ki Deniz Baykal’ın ardından Kemal Kılıçdaroğlu’nu büyük bir olgunlukla göreve getirdiyse, aynı süreç adım adım Selin Sayek Böke için de geçerlidir.
Sayın Kılıçdaroğlu’nu da 2008 yılında tanımıştım.
O dönemde üniversite öğrencisi olan, CHP Parti Meclisi eski Üyesi Didem Gültekin arkadaşım, K.K.’nu Umuttepe’ye konuşmacı olarak getirmişti.
K.K.’nun gelişi, dünden belliydi açıkçası..
Şimdi de Sayın Böke önce en yüksek oyla Parti Meclisi’nde yer aldı.
Ardından MYK’ya girdi.
Ve şimdi de süreç, parti sözcülüğü sıfatıyla pekiştirilmiş oldu.
İşin özeti, Türk siyaseti Sayın Tansu Çiller’in ardından yeni bir “hanımefendi” kazanmış oldu.
Meral Akşener’in MHP genel başkan adaylığı, Sayek Böke’nin partide yükselmesinin ardından Türk siyaseti de ilginç bir hal almaya başladı.
Bakalım Türk siyasi tarihinin ikinci kadın başbakanı olacak mı ?
Onu da hep birlikte göreceğiz.