Ve Sayın Başbakan bugün Basın açıklamasını yaparak çok ince mesajlar vererek Ak Parti’nin 22 Mayıs 2016 tarihinde Olağanüstü Kongreye gideceğini duyurdu.
Bu tarihi açıklamayı baştan sona izledim ve kayda aldım.
İnce mesajlarından bazıları şunlardı;
-Başarısızlıktan gitmiyorum.
-Kimsenin kalbini kırmadım ama kırıldım.
-Son MKYK da yaşananları ki; ilk imzayı ben attım, bu davranışı refik (Yol arkadaşı) olmaya yakıştıramadım ve refik değişimindense Başbakan değişimini uygun gördüm.
-Benim için önemli olan “Yoldan önce yol arkadaşlığıdır.
-Yola çıktıklarımın benimle olmasını isterim, olmadıklarında ise bunu bana açıkça söylenmesini isterim.
Bu söylemlerden şu anlaşılıyor; Sayın Davutoğlu Genel Başkanın yetkisinde olan İl ve İlçe Başkanlarının atanmasının MKYK tarafından elinden alınıp yeniden MKYK’ ya verilmesini kendisine yapılmış “ Artık git” uyarısı olarak gördüğüdür.
Ve bu anlayışı ilkelerinden taviz vermeyen bir şahsiyet olarak kendisini istifaya kadar götürmüştür.
Son grup toplantısında yapmış olduğu konuşmadaki “Hiçbir Ak Parti’li arkadaşımın kalbini kıramam. Bir faninin terk etmeyeceği bütün makamları elimin tersiyle iterim.
Sosyal medya üzerinden yürütülen kampanyalara da cevap vererek “ Ak Parti medya üzerinden dizayn edilemez” cümlesi de aslında dünkü istifa kararının işaret fişeğiydi.
Siyaset yorumcularını dinlediğimizde ise bürokraside bir yavaşlama olduğu, bir uyumsuzluk ve tıkanmanın olduğu, hâkim güç hususunda ikilem yaşandığı, Sayın
Cumhurbaşkanı’nın Ak Parti’nin kurucu lideri olarak duruma vaziyet koyduğu yönünde kanaatin oluştuğunu görüyoruz.
Daha öncesine gidersek; Davutoğlu’nun bakanların yüce divana gönderilme oylamasına yurt dışında olduğu için katılmayışı.
Bu tavrı bakanların yüce divanda aklanmalarını talep ettiği olarak algılanmıştı.
Sonuç itibariyle Sayın Davutoğlu olağanüstüyle gelmişti yine bir olağanüstü ile gidiyor.
20 ay süreyle görevini yaptı.
Açıklanan tarih 22 Mayıs.
Bu da devir teslimin 17 gün gibi kısa sürede yani hızla yapılması istendiğini gösteriyor.
Binali Yıldırım, Berat Albayrak, Bekir Bozdağ, M. Ali Şahin gibi isimler ön planda.
Ak Parti’ de bu tür gelişmelerde diğer partilerde olduğu gibi önemli kırılmalar yaşanmaz.
Yeni süreç başlar, yeni Başbakan ve kabine göreve başlar.
Büyük kriz bekleyenler yanılır.
Kabinede 2-3 kişinin dışında radikal değişim olmaz.
Terörle mücadele akamete uğramaz. .
Ekonomide mini dalgalanmadan hemen sonra dolar ve borsa normalleşme sürecine hızla girer.
Erdoğan vizyonu ile uyumlu, fikir ayrılıklarının yaşanmayacağı bir aktörle yola devam edilir.
Tüm bu detaylardan sonra benim fikrim şudur; Son derece iç ve dış önemli meseleler varken parti içerisinde başlayan hocacılar-köşkçüler fitnesini iyi gören Cumhurbaşkanı siyasi tecrübesiyle meseleyi gayet ince balans ayarı ile hal yoluna sokmuştur.
Başkanlık sistemi Başbakan değişikliği, HDP’nin baraj altında kalacağı bir erken seçimde meclis aritmetiğindeki yaşanacak önemli değişim ile kolaylıkla hayata geçecektir.
MHP içindeki karışıklığın olumsuz sonuçlarını da düşünürsek Sayın Cumhurbaşkanı ilk erken seçimde kendisini Başkan olarak görüyor.
Tabii MHP’ de Meral Akşener gerçeği hayata geçerse mecliste ana muhalefetin bile değişebileceğini düşünerek hesap-kitap yapmak gerekecektir.
Bu kısmı kısa geçerek sonuç kısmında kendi kendime sorduğum soruları sizlerle paylaşayım;
Genel Başkan İl-İlçe Teşkilatlarını değiştirme yetkisine sahiptir. Bu MKYK tarafından neden değiştirilmek istendi?
Bunca İl-İlçe-Belediye Başkanlarının bir kişinin emriyle değiştiği, kıyımların yapıldığı, teşkilatların darmadağın edildiği, CHP delegelerinin İlçe Başkanı yapıldığı dönemde bu kararı o MKYK neden almadı?
Eğer bu yetkilendirme doğru değilse o zaman neden değiştirilmedi?
Acaba o dönemde yapılan yanlışları gören Davutoğlu teşkilatlar üzerinde geniş çaplı bir değişime gideceği yani yanlışları düzelteceği için mi MKYK tarafından yetkisi elinden alınarak istifa ettirilmek istendi.
Kendi saçlarına göre tarakları olanların saçlarını bozan Davutoğlu kendi tarağıyla yeni saç modeli oluştururken kel bırakıldığına göre ve bunun sonucunda istifa ettiğine göre bu işin altında çok şeyler aramak lazım derim.
Kalın sağlıcakla.