İzmit’te vukuat denilince ilk akla gelen mahallerden biri de Yenidoğan’dır.
Bu mahallede serserilik adeta kol geziyor.
Kuşkusuz bütün fenalıkların ana kaynağı da fakirlik ve cehalettir.
Aynı bölgede ikamet eden ve kendi tabirleriyle çocuklarını sağlıklı bir ortamda yetiştirmek isteyen bilinçli aileler de çok endişeli.
Özellikle gözü gibi baktıkları kızlarının serseriler tarafından tozpembe sözlerle kandırılmasından ve hayatlarının akışını bozacak hatalar yapmalarından endişe ediyorlar.
Haberimize de konu olan ve hayvana bile hiç acımadan tekme atan insanlıktan nasibini almamış bir vatandaş ile o vatandaşın arkadaşlık ettiği karakteri bozuk kişilerin deşifre edilmesini istiyorlar.
Kuşkusuz kişilik ve karakter bozukluğu insanın çocukluğuna dayanan bir sorundur.
Ve ne yapılırsa yapılsın karakter de değişmez.
Dolayısıyla çocukların kendine güvenen ve topluma faydalı birer birey olarak yetiştirme hususunda anne ve babalara çok önemli görevler düşüyor.
Boşuna dememişler ağaç yaş iken eğilir diye.
Aileleri çok iyi anlıyorum, endişelenmekte çok haklılar ama Yenidoğan’ı serserilerden temizlemeye tek başına kimsenin gücü de yetmez.
Zira bu toplumsal bir sorun.
Rahatsız oldukları hususları dile getirmemiz için ısrarla birden fazla mail atan ve daha sonrada bizzat telefonla arayıp ‘Niye yazmıyorsunuz, sizi de mi korkuttular? Diyerek adeta bizden hesap soran bir okurumuzun söyledikleri beni şok etti.
Üslubu ve hesap soran tavrından hiç ama hiç rahatsız olmadım tam tersine hoşuma da gitti.
Zira cesaretini takdir ettim.
Bu okurumuz telefonda aynen şöyle konuştu: ‘Beyefendi mahallemizde hayvana bile tekme attığını yazdığınız bir vatandaş ile onun arkadaşlık ettiği karakteri bozuk serseriler cirit atıyor. Ceplerinde bıçak taşıyan, ellerine aldıkları tespihlerle kabadayı kabadayı gezen bu serserilerde her yol var. Tavuklara, ördeklere, kazlara bile ara sokaklar ve inşaatlarda tecavüz ettikleri söyleniyor. Bıçak zoruyla küçük çocukların bile ırzına geçiliyor. Polis çağırıyoruz çocuklar ya ortadan kayboluyor ya da korkudan tek kelime bile edemiyorlar. Aileleri de yine öldürülme ve dayak yeme korkusundan şikayetçi olmayınca güvenlik güçlerinin eli kolu bağlanıyor. Benim 3 tane kızım var ve kızlarımın serseriler tarafından tozpembe sözlerle kandırılarak hayatlarının akışını bozacak hatalar yapmalarından endişe ediyorum. Yazın kardeşim yazın. Bu serseriler korkaklıkla daha kolay yol alıyorlar.’
Gönderdiği mailleri okuduktan sonra birde telefonla görüştüğüm bu babaya çok hak verdim, hatta içinde bulunduğu duruma da üzüldüm.
Kötülük, cesaretten korkar.
Daha mutlu bir dünya ve gelecek için cesur insanlara ihtiyacımız var.
Korkaklar her gün, cesurlar bir gün ölür.
Yenidoğan Mahallesi’ndeki karakolda görevli devriye ekipleri ara sokaklara kadar her yerde sık sık boy göstermeli ve serserileri ürkütmelidir.
Vatandaşa da elbette çok büyük görev düşüyor.
En küçük bir şüphede bile hemen 155’i arayarak olay yerine polisler çağrılmalı.
Kimse korkmasın; polisler ihbarda bulunan kişinin ismini alır ama bunu kimseyle de paylaşmaz.
Tekrar ediyorum; kötülük, cesaretten korkar.
Çocuklarımızın sevgi dolu bir ortamda büyümesi için cesur olun.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!