banner542

banner545

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Karşılıklı gülüştük.

Sadece iş değil, evlilik, giyim tarzı, hatta saç modeli konusunda bile babam bana söz geçiremedi.

Babam henüz 18 yaşındayken beni komşumuzun kızıyla evlendirmeye kalkışmıştı.

‘Kızı babasından istedim ve aramızda söz kestik. Evleneceksin’ diye diretmişti.
 
‘Madem benim adıma birinden kız isteyecektin önce bana sormalıydın’ dedim.
 
‘Bana da zamanında sormadılar. İtiraz istemiyorum evleneceksin’ diye diretti.
 
Israr ediyordu ve karşılıklı tartışma sırasında bir ara sinirler gerildi. ‘Ben sevdiğim biriyle evlenirim. Kiminle evleneceğime de ben karar veririm. Çok istiyorsan kendin evlen’ deyince babamdan okkalı bir tokat yemiştim.
 
Tokattan sonra ‘Ne halin varsa gör, bundan sonra sana karışmıyorum’ diyen babam sözünde durdu ve aradan 20 yıl geçmesine rağmen evlilik konusunu bir daha açmadı.

Giyim tarzım ve saç modelimde babamın hiç hoşuna gitmezdi.

Bu iki konuda da beni kendine benzetmek için çok uğraştı ama başaramadı.

Yani babanız bile olsa dik durun ve baskılara boyun eğmeyin.

Eğer baskılara boyun eğerseniz siz, artık siz olmaktan çıkarsınız.

Özgürlüğünü kaybeden her şeyini kaybeder.
 
Babam sert mizaçlı bir adamdı ve sevgisini de belli etmezdi.

Her olaya ‘ İlle de benim dediğim olacak’ mantığı ile yaklaşırdı.

Ve bu uğurda zaman zaman şiddete başvurmaktan da kaçınmazdı.

Kızsam da, küssem de o benim babam.

Hiçbir anne ve baba çocuğunun kötülüğünü de istemez.

Ama yetişmekte olan nesil; yani çocuklar veya gençler ile belli bir anlayışı temsil eden yetişkinler arasında pek çok konuda anlaşmazlık çıkar.

Buna da kuşak çatışması denir.

Kendi doğrularınız başkalarına yanlış geliyor diye, doğrularınızdan sakın vazgeçmeyin.
 
Babam bugün 65 yaşında ve artık onunla çok iyi anlaşıyoruz.

Bazen eski günlerden söz ettiğimizde boynuma sarılır ve ağzından şu sözler dökülür: ‘İstemeden seni üzmüş olabilirim, her baba evladının iyiliğini ister. Sen beni hiç dinlemez deli ederdin. Çok dayağımı yedin, ama hiçbir zaman asilik yapmadın, hep saygılı oldun.’
 
Sevgili babam daha çok küçük yaşlarda kız kardeşime başını örtmesi içinde baskı yapmıştı.
 
Bu duruma da karşı çıkmıştım.

‘Bırak baba nasıl rahat ediyorsa öyle yaşasın, istediği gibi de davransın. Bak istemiyor, rahatsız oluyor. Bu konuda ona baskı yapma’ diye diretmiştim.

Üniversite eğitimi alan o kardeşim şimdilerde bir eğitim kurumunda müdür olarak görev yapıyor.
 
Zaman zaman bize kızmış olsalar da bütün anne ve babalar çocuklarını severler.

Evlatlar olarak bizlerde anne ve babalarımızın haklarını ödeyemeyiz.

Özellikle annelere küsülmez.

Zira cennet anaların ayakları altındadır.
 
Yaklaşık 20 yıl önce beni deli eden sevgili babam eğer o gün müdahale etmeseydi; Ben belki de katil olur ve uzun yıllar cezaevinde yatardım.
 
Henüz 11 yaşındayken mahalledeki arkadaşlarında etkisiyle, komşumuzun hayvanlarını pazarda satıp para kazanmak için çalmıştım.
 
Daha doğrusu kanıma girerek bunu bana yaptırtmışlardı.

Mahallede adım hırsıza çıktı.
 
Bunu duyan babam beni eşek sudan gelinceye kadar dövdü ve ‘Bir daha o arkadaşlarınla görüşmeyeceksin’ dedi.
 
O gece ‘Yeniden dayak yerim’ diye korkup eve bile gitmemiş bodrumda yatmıştım.
 
Ve o günden sonra babamın ‘asla görüşmeyeceksin’ dediği kişilerle yan yana bile gelmedim.
 
Yıllar sonra, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan aldığımız özel izinle haber yapmak için, geçtiğimiz Nisan ayında da yıkılan İzmit Kapalı Cezaevi’ne gazeteci kimliğimle girdim.

11 yaşındayken bana hırsızlık yaptırtan çocukluk arkadaşımı mahkumlar arasında görünce şaşırdım.
 
Oda beni görünce çok şaşırdı.
 
Ayaküstü konuşurken hangi suçtan mahkum olduğunu sordum.
 
‘Adam öldürme suçundan 6 yıldır cezaevindeyim. Af çıkmazsa 20 yıl daha buradayım’ karşılığını verdi.
 
‘Allah kurtarsın’ diyerek yanından ayrıldım.
 
Gazeteye gelirken de şu sözlerle babamın kulaklarını çınlattım; ‘İyi ki varsın sevgili babam. İyi ki beni o gün dövmüşsün. Yoksa ben o arkadaşlardan kopamazdım ve bugünde onlardan bir farkım olmazdı’ dedim.

Tekrar ediyorum; kiminle oturup kalkarsanız ona benzersiniz.

Bu yüzden arkadaş seçimi çok ama çok önemlidir.

Tercihleriniz kaderinizi belirler.

Özellikle 18’li yaşlarda babamı dinlemedim.
 
Hayatıma müdahale etmesine izin vermedim ve onun karşı çıkmasına rağmen de gazeteci oldum.

18 yıldır da sevdiğim işi yapıyorum.

Zira sevdiğiniz işi yapmak her şeyden önemlidir.

Bir insanın kişiliği 20’li yaşlarda oturur ve ne yapılırsa yapılsın karakterde değişmez.

O gün 11 yaşında değil de 20’li yaşlarda olsaydım dayak da hiç ama hiçbir işe yaramazdı.
 
Yanlış anlaşılmasın; ‘iyi ki babam beni dövdü’ derken anne ve babalara gerektiğinde çocuklarınızı dövün diye bir mesaj vermedim.
 
Dayakla, şiddetle bir yere varılamaz.
 
Sakın çocuklarınıza vurmayın, arkadaş gibi yaklaşarak onlara hayatın gerçeklerini anlatın.

Ben babamla arkadaş olamadım.
 
Böyle bir kaynaşmayı sağlamış olsaydık zaten o dayağa da gerek yoktu.
 
Unutmayın; çocuklar sevgiyle büyür.
 
Sevgiyle büyüyen çocukların gözleri ışıl ışıldır.

Ayrıca sevgiyle büyüyen çocuklar ileride mutlu bir yetişkin olarak karşımıza çıkar.
 
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.