Münir Karaloğlu o günlerde Bursa’da Vali olarak görev yapıyordu.
İşte o yazının içeriği:
Ne yazık ki toplumumuzun büyük bir kısmı kaderin gerçek anlamını bilmiyor.
Bu yüzden herkes yapılan hataları kaderde buluyor.
Hatta bazıları isyan ediyor.
Oysa Allah kullarım tercihte bulanabilsinler diye insanlara akıl vermiş.
Akıl en büyük nimettir.
İçinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti devleti de aklın bir ürünüdür.
Günümüzde de halkın oylarıyla seçilen ve yönetim düzeyinde yer alan isimler akılla geleceği planlıyor.
Dünde böyleydi, bugünde öyle; bakın yerel yönetim kademelerinde yer alan isimlerin yakınlarına.
Hepsi bolluk içerisinde yaşıyor.
Eğer torpiliniz varsa iyi bir iş bulabilirsiniz.
Aksi halde pek çok üniversite mezununun yaptığı gibi pazarda patates satmak zorunda kalırsınız.
Defalarca vurguladım bu dünyanın adaleti yok.
Hakkınızı arayamayacak kadar içinize kapanık ve çekingen biriyseniz yandınız demektir.
Zira herkes sizi kullanmaya çalışır.
Hayatınız mutsuzluk içinde geçer ve siz suçu kadere atarsınız.
Her sorunun cevabı akıldadır.
Ne yazık ki bazı yöneticilerimiz öfkeyle hareket ederek bazen bir insanın kaderiyle de oynayabiliyorlar.
Tıpkı şimdilerde Bursa Valisi olarak görev yapan Münir Karaloğlu gibi.
Karaloğlu aslında iyi bir insan, iyi bir yönetici.
.
Fakat Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter olarak görev yaptığı dönemlerde çok agrasifti.
Başta sivil toplum örgütlerinin temsileri olmak üzere herkese fırça atardı.
Öfke aklın en büyük düşmanıdır ve Karaloğlu öfkeli olduğu dakikalarda aldığı bir kararla genç bir kızın hayatını altüst etti.
Belde A.Ş.’de çalışan ve gözleri doğuştan kör olan 20’li yaşlardaki kızın işe geç kalıyor olmasına sitem ederek işten çıkartılması talimatını verdi.
O günlerde Körfez ilçe sınırları içi İlimtepe Konutları’nda hayırsever bir vatandaşın kendisine tahsis ettiği dairede kalan bu kız hayatta hiç kimsesi olmadığı için yalnız yaşıyordu.
Yukarıda da vurguladığım gibi gözleri kördü.
Yanında sabah işe gitmek için kendisini uykudan uyandıracak kimsesi yoktu.
O zamanlar belediye otobüsüne binmesi de büyük problemdi.
Zira otobüslerde özürlüler için bir düzenleme yoktu.
Bu aksaklıklar nedeniyle doğal olarak işe hep geç kalıyordu.
Bunu duyan Karaloğlu hiç acımadan genç kızın işten çıkartılması talimatını verdi.
Oysa Münir Karaloğlu gibi bir yöneticinin daha hassas davranıp emrindeki isimlere Körfez’de ikamet ettiği için işine geç kalan bu genç kız için İzmit’te ev kiralayın demesi gerekirdi.
Fakat öfkeliydi ve bu kız o öfkenin kurbanı oldu.
Sonra ne mi oldu?
İşten çıkan ve parasız kalan bu genç kız birilerinin oyuncağı haline geldi.
Cebinde parası olmayan ve bir dilim ekmeğe bile muhtaç kör bir kızın başka bir seçeneği de yoktu.
Bu durum bana aktarıldığında çok ama çok üzüldüm.
Bana gelen bilgilere göre sözünü ettiğim bu genç kız Antalya’ya götürülmüş.
Şu anda kimlerle, nasıl bir yaşam sürüyor? Bunu bilmiyorum ama Münir Karaloğlu yaptığı bu hatayı telafi etmelidir.
O genç kızı buldurup İzmit’e getirterek önce ona bir ev kiralamalı, sonra da yaşamını sürdürmesi için işe girmesini sağlamalıdır.
Aksi halde bunun hesabını Allah soracaktır!
Ebette Sayın Vali Karaloğlu’da böyle olsun istemezdi, fakat ne yazık ki o genç kız işten çıktıktan sonra birilerinin eline düştü, kirletildi.
Allah kimseyi, kimsesiz bırakmasın.
Evet, 3 yıl önce aynen bu sözlere yer vermiştim.
Allah’ın işine bakın ki, Münir Karaloğlu kimsesiz ve sahipsiz olduğu için kötü yola düşürülen o genç kızın götürüldüğü Antalya’ya vali olarak atandı.
Karaloğlu o genç kızın adını Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yöneticilerini arayarak hemen öğrenir.
Eğer talimat verirse polisler Antalya’yı gerekirse karış karış gezerek o kızı da bulur.
Genellikle anne ve babalar ne yaparlarsa yapsınlar kolay kolay evlatlarına sırtlarını dönmezler.
Ve gerekirse kızlarını fuhuş batağının içinden bile çeker alırlar.
Münir Karaloğlu’da hayatta hiç kimsesi olmayan o genç kıza da babalık yapmalı.
Her neredeyse buldurup elini de uzatarak onu kurtarmalı ve yeniden yüzünün gülmesini sağlamalıdır.
Başka söze gerek var mı?
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!