banner542

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Yıl 2003.

Ve o günlerde AKP’nin İl Başkanlığı koltuğunda oturan kişi de İbrahim Karaosmanoğlu.
 
Bir gazeteci arkadaşımla birlikte İl Başkanlığı odasındayız.

Karaosmanoğlu ile havadan sudan sohbet ediyoruz.

İlerleyen dakikalarda birden kapı çaldı, içeriye sarıklı ve sakallı bir adam girdi.
 
Neredeyse her kelimesinde Allah’ın adını anarak konuşan bu adam kızlarından birinin hastalığını bahane ederek para topluyordu.

Karaosmanoğlu bu adamı önce dinledi.

Sonra ‘Ben seni tanıyorum. Her kapıyı çalıp para istiyorsun. Utanmadan insanlara yalan söylüyorsun’ dedi.

Sakallı adam yine Allah’ın adını anıp karşılık verince Karaosmanoğlu çok sinirlendi ve ayağa kalkarak ‘Çık dışarı’ dedi.

Bir siyasetçi vatandaşı partiden kovar mı?

‘Ne ayıp şey' diyenler olabilir.

Başkan Karaosmanoğlu tepkisinde çok haklıydı.

O sakallı adam Allah’ın adını kendi cebini doldurmak için kullanan ve insanların gözünün içine baka baka yalan söyleyen ahlaksız biriydi.
 
Bilindiği gibi İbrahim Karaosmanoğlu siyasete girmeden önce Din Kültür ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak görev yapıyordu.

O gün bir ahlaksıza dersini verdi.

Başkan, bugünde partisi içerisinde benzer davranışlara imza atan kişi olursa ona da haddini bildirir.
 
Bundan hiç kuşkum yok.

‘AKP döneminde özellikle siyaseten bugüne kadar hiç olmadığı kadar ahlak erozyonu yaşandı’ diyenlerde var.

Bende ‘yaşanmadı’ diyemem.

Dünde böyleydi, bugünde öyle; maalesef yapanın yanına kar kalıyor.

Kimse iktidar koltuklarında oturan kişilerden hesap soramıyor.

Hesap sormaya kalkıştıklarında da hemen paralelci ilan ediliyorlar.

Geçmişte hükümet yetkililerinin mahkeme kararlarını bile tesirsiz hale getirmek için neler yaptıklarına herkes şahit oldu.

Siyasallaşan yargıya güven de kalmadı.

Kısacası; tuz koktu ve tuz kokunca her şey olur.

Yine muhabir olarak görev yaptığım yıllarda sırf AKP’nin il yönetimine girmek için namaz kılma numarası yapanlara da tanık oldum.
 
İl Başkanının yanında saf tutan kişi, başkan mescitten çıkar çıkmaz seccadeyi atarak namaz kılma oyununa da hemen son vermişti.
 
Bu duruma bizzat kendi gözlerimizle tanık olunca hayretler içerisinde kalmıştık.

İsmini vererek rencide etmek istemiyorum; bir yakınımda yine bir karış sakalı olan ve her kelimesinde Allah’ın adını anarak Müslümanlıktan dem vuran kişiye inanarak gurbete gitmiş ve yıllarca o sakallı adamdan neredeyse her akşam dayak yediği hatta evden bile kovulduğu 8 yıl sonra ortaya çıkmıştı.

Hemen devreye girerek o yakınımı içinde bulunduğu durumdan kurtarıp İzmit’e getirmiştim.
 
Fakat o yakınım yıllarca şiddet altında yaşamanın verdiği, her insanı da sarsabilecek o derin psikolojik etkileri hala üzerinden atamadı.
 
Ömür boyuda atması mümkün değil.
 
Ama zararın neresinden dönerseniz de kardır.
 
Son söz;

Her sakallıyı Müslüman sanmayın.

Kimseye ama kimseye körü körüne bağlanmayın.

Allah insanlara boşuna akıl vermemiş.

Aklınızı kullanın, uyanık olun ve kendinizi de sorgulayın.

İnsanlara öyle hemen inanmayın.

Doğru düşünmek ve düşüncelerinizden çok isabetli sonuçlar çıkarabilmek içinde bol bol kitap okuyarak kendinizi geliştirin, bilgiyle donatın.

Unutmayın; size, sizden başkasından fayda yok.

Sadece Allah için secdeye inin.

Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.