Mağaza mağaza gezerim.
İçime sinmeyen bir eşyayı da bedava verseler almam.
Kol düğmesiz gömleklerim de var, ama farklı renk de kol düğmeli gömlekler almak için mağaza mağaza dolaşmam gerekiyor.
Aradığımı genelde Ncity AVM’de buluyorum.
‘Her gün gezip tozmak için kendime ayırdığım 3 saatlik zaman diliminin bir kısmını alışveriş yaparak değerlendireyim’ diye düşündüm.
Ve kent merkezinde kısa bir tur atıp Ncity AVM’ye doğru yöneldim.
Alışveriş bitikten sonra taksiye binmek için durağa doğru giderken bir vatandaş yanıma gelerek ‘Merhabalar sizi tanıyorum gazetecisiniz. Size bir şey söyleyeceğim. Bunu da yazın’ dedi.
‘Problem nedir?’ diye sordum.
Ncity AVM içerisinde faaliyet gösteren bir mağazadan satın aldığı ayakkabının kusurlu çıkması nedeniyle hemen geri götürmesine rağmen yenisiyle değiştirilmediğini söyledi.
Pek çok kişinin de aynı durumla karşılaştığına tanık olduğunun da altını çizdi.
Evet, Arena Store Center adındaki bu mağazadan ayakkabı alanlar çok şikayetçi.
Kusurlu ayakkabıları mağazaya götürenlere karşı takınılan tavır ise içler acısı.
Müşteri kusurlu ayakkabıyı mağazaya götürüyor ancak ayakkabıyı değiştirmek yerine “ Üreticiye göndereceğiz, gerekirse dikişlerini yeniden dikip vereceğiz” gibi saçma cevaplar veren mağaza yetkilileri malına sahip çıkmayarak müşterilerini mağdur ediyor.
Zor şartlarda yeni ayakkabıya bir sürü para veren müşteri de tamir görmüş ayakkabı giymeye zorlanıyor.
Hakkını savunmaya çalışanlara karşı bin dereden su getiren Arena Store Center, bu gidişle hem müşteri bulmakta zorlanacak, hem de müşterilerinin canını sıkmaya devam ederek mağazaya mal almaya gelenlerin içinde tartışmaların büyümesine de sebep olacak.
Bu tür mağazaların varlığı da, en çok alışveriş merkezini etkileyeceğe benziyor.
Benden uyarması.
ÖNÜNE GELEN GAZETECİYİM DİYOR!
İlimizde ve Türkiye’de önüne gelen ‘Ben gazeteciyim’ diyebiliyor.
Bunu önlemek için de bir çalışma yapılması gerekiyor.
Üç kuruşa bir gecede site kurup gazeteciyim diyerek hava atıyorlar.
Oysa iki kelimeyi düzgün bir şekilde yan yana getirip yazı bile yazamıyorlar.
Ve günde 10 kişinin bile okumadığı bu siteler için yalan dolanla reklam almak için çaba gösteriyorlar.
Yıllardır bu işi profesyonel şekilde yapan kişilerle kendilerini aynı kefeye koyuyorlar.
Daha önce de dile getirmiştim; internet gazeteleri, kağıda basılı olarak piyasaya sürülen gazetelerin pabucunu dama attı.
Kocaeli’de de kağıda basılı gazeteler çok kan kaybetti.
Günlük olarak yayınlandığı halde 50 kişinin bile para verip satın almadığı gazeteler var.
Bazıları Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan almak için gazetelerini bedava dağıtıyor.
Basıl İlan Kurumu’ndan gelen resmi ilanlar olmasa kağıda basılı gazetelerin bir çoğunun kapısına kilit vurulur.
Cep telefonundan ya da bilgisayardan tek bir tuşa dokunarak her türlü bilgiye ulaşıldığı bir dönemde vatandaş büfeye gidip gazete almaz.
Nitekim aynen böyle oluyor.
İddia ediyorum tirajlar daha da düşecek.
Türkiye'de ve Kocaeli’de hem takip hem de reklam gelirleri açısından internet medyanın yükselişi de sürüyor.
Teknolojinin gelişmesi, hiçbir becerisi olmayan fırsatçılara yaradı.
Gazeteciliğin G’sini bile bilmeyen, iki kelimeyi bile yan yana getirip yazamayanlar bir internet sitesi açıp gazeteci olduklarını iddia ederek piyasada cirit atmaya başladı.
At izi ile it izinin birbirine karıştığı bir dönemdeyiz ve bu sorunu çözmemiz gerekiyor.
Yazı bile yazamadıkları halde gazeteci geçinen, tek amaçları yalanlarla onu bunu kandırarak ceplerini doldurmak olan bu kişilerin sözlerine itibar edilmemelidir.
Kuşkusuz ‘Ben gazeteciyim’ diyerek yalan dolanla iş götürmeye çalışanlar eninde sonunda yok olmaya mahkumdur.
Fazla tutunamazlar.
Maskeleri düşer ve gerçek yüzleri de açığa çıkar.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!