Çok sık gözyaşı da döktüğüm söylenemez.
Sadece şehit cenazelerinde içime akıtırım çoğu zaman.
Belki insanın doğasında olan güçlü görünme arzusu belki de içsel bir durum.
Belki de tahmin edemeyeceğim çok farklı bir durum.
Evet, o gece ağladım.
Hem de sesim titreyerek.
Çok büyük bir kaygıyla gelişmeleri izleyerek ağladım.
Nutkum tutulmuştu.
Ekran karşısında hareketsiz kaldım.
Bir süre nefes alışverişlerimi kontrol edemedim.
Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalanıyordu.
Çünkü aziz Türk milletinin en değerlisi, millet iradesinin en kutsal mekanı dahili hainler tarafından bombalanıyordu.
Aslında ilk mesajı Mustafa Kemal Atatürk yıllar öncesinden vermişti.
İşte o mesaj;
“Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. (Amerika ve Fettullahçı Terör Örgütü)
Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! (15 Temmuz gecesi tankların üstüne çıkan büyük Türk milleti.)
Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. (Gizlilikle devletimize sızan örgütlenmeler)
İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. (Yabancı destekli olmaları)
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. (Gölcük donanmasından tutun, uçaklarımızın, helikopterlerimi
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.(Ord
Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır !
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur !”
Çok şükür milletçe püskürttük.
Şimdi artık temizlenme zamanı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın da dediği gibi inlerine girme zamanı.
İhanet çetesinin yerel ayakları da adım adım çökertiliyor.
Kocaeli’nde de inlerine giriliyor.
İhanet çetesinin örgütlü olduğu işadamı derneğinin tabelası indirildi.
Hangi tabela derseniz?
Kocaeli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği tabelası.(KASİAD)
KASİAD personelinin zaman içinde nasıl, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’na (MARKA) sızdırıldığı, oradan da bir kısmının Kocaeli Ticaret Odası’na sızdığı araştırılmalıdır
Araştırılmalıdır diyorum, çünkü bu yapı en az emniyet ve TSK da olduğu kadar kalkınma ajanslarında da çok ama çok etkili.
Özellikle KASİAD-MARKA-KOT
Bunların dışında şerefli polislerimize selam olsun.
Yıllarca Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde "ötekileştiriler
Her türlü baskıya, vaatlere boyun eğmeden dik durdular.
O polis arkadaşlarımız yeri geldi görevden alındılar, tecrit edildiler, yeri geldi KOM, TEM şube gibi şubelerden sırf “F Tipi” yapılanmadan olmadıkları için uzaklaştırıldıla
Selam olsun F Tipine boyun eğmeyen Atatürk'ün, milletimizin, bayrağımızın yürekli çocuklarına, polislerine.
Son olarak Amerikancı-Fettu
Onlar kim mi?
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve 37.40. 42. 56. ve 57. Hükümetlerin Başbakanı, Kıbrıs Fatihi Bülent Ecevit'in şüpheli ölümleri de umarım tekrardan soruşturulur.
Sağlıcakla kalın dostlar.
15 Ağustos’a kadar biraz kuzey Ege’de, biraz Ege’nin güneyinde dinleneceğim.
Benim için çok zor, çok yorucu bir yıl oldu.
Yunanistan, Bulgaristan sınırından Sakarya’ya kadar olan coğrafyada dünya işleri için koşturduk, durduk.
Şimdi biraz enerji depolama zamanı.
Herkese sağlıklı ve mutlu haftalar diliyorum.