Kamu kurum ve kuruluşlarından FETÖ’nün temizleneceği söylendi.
Bu duruma kimsenin itirazı olamaz, darbeciler ve onların uzantıları devlet kademelerinden uzak tutulmalı.
Nitekim binlerce kişi görevden alındı, onlarca özel okul, yurt, dershane, ya da sendika kapatıldı.
Hatta gazeteler, TV’ler, radyolar ve dergiler bile kapatıldı.
OHAL kararnamesine dayandırılarak kapatılan kuruluşlar bir daha da açılamayacak.
Kapatmak yerine suça karıştıkları iddia edilen yöneticilerin yargılanması gerekirdi.
Kapısına kilit vurulan işyerlerinde çalışan binlerce kişi de bir anda işsiz kaldı.
FETÖ ile mücadele edelim denilirken vatandaş da mağdur edilmemeliydi.
Kocaeli’de de 3 gazete kapandı.
O gazetelerde çalışan basın emekçilerinin hiçbir suçları yoktu.
Ama olan yine onlara oldu, işsiz kaldılar.
Bu duruma bende üzüldüm.
Bizim Kocaeli Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Güngör Arslan’ın FETÖ’cü olduğuna dair iddialar herkes gibi beni de şaşırttı.
Bugün öğlen saatlerinde Emniyet Müdürlüğü kaynaklı olarak gelen bilgilerde Bizim Kocaeli Gazetesi’nin FETÖ ile istihbarat konusunda işbirliği yaptığının tespit edildiği öne sürüldü.
Hatta FETÖ’ye yakın kişilerden bu gazeteye bilgi akışının bile sağlandığına dair bulgulara rastlandığı da öne sürüldü.
Süreç devam ediyor, şu aşamada çok fazla yorum da yapmamak gerekiyor.
Gerçekler er geç ortaya çıkacaktır.
Kim suçluysa, kim FETÖ ile işbirliği yapmışsa cezalandırılmalıdır.
Fakat bazı haberlere bakıp ‘Bunlar FETÖ’nün destekçileri’ diyerek hiç kimse, hiçbir gazeteci de zan altında bırakılmamalıdır.
İzmit Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Mustafa Yaman’ın görevden alınmasını içeren bir önceki yazımda da vurguladığım gibi; yorum yapılarak suç ve delil üretmeye de kalkışılmamalıdır.
Herhangi bir kişi ya da kurumla ilgili haber yapmadan önce mutlaka araştırma yaparım ve doğruluğundan emin olduktan sonra bilgisayarı yanıma çekerek yazarım.
Düşmanım bile olsa kimseye ama kimseye iftira atmam.
Yine düşmanım bile olsa eğer övgüye değer bir davranışa imza atarsa takdir etmekten de çekinmem.
Bir Allah’tan korkarım, bir de haksızlık yapmaktan.
Her türlü ahlaksızlığın ve yanlışın içinde olan birini de asla savunmam.
Tekrar ediyorum; Allah’tan başka kimseden korkmam.
Öleceğimi bilsem doğru bildiğim yoldan da dönmem.
Sevdiğim insanlar için canımı bile veririm.
Ama ahlaksızların, alçakların peşini de asla bırakmam.
Doğruya doğru, eğriye eğri derim.
İster Başbakan, ister Cumhurbaşkanı olsun hiç ama hiç önemi yok.
Karşımda kim olursa olsun gözlerinin içine bakarak ne düşünüyorsam onu söylerim.
Genelde oturmasını kalkmasını bilen hoşgörülü ve beyefendi biri olduğumu söylerler, ama eğer ortada bir haksızlık varsa çok sert tepki de gösterebilirim.
Bilerek ve isteyerek haksızlık yapmam, ama haksızlığa da gelemem.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık dahil bazı AKP’li dostlarda bu yönü mü iyi bilirler.
AKP’lilere haksızlık yapıyorsunuz demiyorum.
Fakat bu ülkede, bu kentte eften püften sebeplerle kişi ve kurumların zan altında bırakıldıklarını düşünen vatandaşların oranı da çok yüksek.
Tekrar ediyorum; haksızlık yapılmasın.
Kimsenin yaptığı haksızlık yanına kar kalmaz.
Bu dünya da olmazsa öbür dünyada hesabı er geç sorulur.
Bilmem anlatabildim mi?
Bir dip not;
Daha önce bir darbeye tanık olmadım.
Ama 15 Temmuz’daki darbe girişimi başarılı olsaydı sanırım askerlerde bazı gazeteleri kapatırdı.
‘Özgürlük ve demokrasi’ diyeceğiz, darbelerin, darbecilerin karşısında dimdik duracağız ama gazeteleri kapatacağız.
Bu ne yaman çelişki.
Gazeteleri kapatmak yerine suça karıştığı iddia edilen yöneticilerini cezalandırmak gerekirdi.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!