Tavsiyemin işe yaradığını görmek beni sevindirdi.
İsmi bende saklı o işadamı çok sakindi ve moralinin yüksek olduğu da ses tonundan anlaşılıyordu.
‘İdris Bey gözaltında uzun süre tutarak galiba Güngör Arslan’ın psikolojisini bozmak istiyorlar. Çok gergin bir ruh haliyle hakim karşısına çıksın da kendini savunamasın gibi bir düşüncede söz konusu olabilir’ dedi.
Bir gün önce gazetede çalışırken editör arkadaşımla da aramızda benzer bir konuşmanın geçtiğini belirterek ‘olabilir, belki de psikolojisini bozmak istiyorlar’ karşılığını verdim.
Allah’ın bildiğini kuldan saklamam, benim yalan dolanla da işim olmaz.
Güngör Arslan’ı sevmem.
Nitekim daha önce de bu başlıkla köşe yazısı bile yazmıştım.
Tarzlarımız çok farklı; ben teyit edip doğruluğundan emin olmadan hiçbir kişi ya da kurumla ilgili yazı yazmam.
Düşmanım bile olsa kimseye de iftira atmam.
Güngör Arslan’da tam tersidir.
Sevmemem, düşüncelerimi dile getirmeme de engel değildir.
Gazetesi kapatılan ve tüm mal varlığına el konulan Güngör Arslan hakim karşısına çıkana kadar sakinliğini muhafaza etmelidir.
Aksi halde gergin bir ruh haliyle kendini savunamaz.
Kuşkusuz bu koşullarda sakin olmak da çok kolay değil, ama imkansız da değil.
FETÖ ile istihbari işbirliği yapmakla suçlanan Güngör Arslan’la ilgili hazırlanan dosyanın içeriğini bende merak ediyorum.
‘Güngör Arslan’ın dosyası kabarık, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek gibi pek çok dava da masaya yatırılacak’ şeklindeki sözleri de tuhaf karşıladım.
Özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçundan gazete mi kapatılır?
Ne alakası var bu durumla?
Güngör Arslan FETÖ ile işbirliği yapmakla itham edilmiyor mu?
Aksi olsa gazetesini kapatmak için ortada bir gerekçe de olmazdı.
Sormadım, ama büyük ihtimalle Güngör Arslan özel hayatın gizliliğini ihlal etmek gibi suçlamalarla açılan davaların pek çoğunda yargılandı.
Şimdi aynı davaları yeniden gündeme getirmek bana hiç normal gelmedi.
Güngör Arslan’ın FETÖ ile bağlantısı varsa cezasını çeksin.
Yanlış yapan babam olsa yanında durmam, ama sevmemek veya kin tutmak gibi gerekçelerle haksızlık da yapılmamalı.
Hele hele bu işe siyasiler burunlarını sokmamalı.
Adalet bir gün herkese lazım olur.
Bilmem anlatabildim mi?
KENDİ KENDİ Mİ OKUYUP ÜFLEDİM!
Bugün her zaman olduğu gibi güne spor yaparak başladım.
Sabah saat 08.00 sıralarında sporun verdiği enerji ile kendimi çok iyi hissediyordum.
Tavsiye ediyorum, spor yapın sizde aynı duyguları yaşayacaksınız.
Özellikle öğlene kadar bir yandan haber girerken, aynı anda müzik de dinledim.
Hatta tam karşımda yer alan TV’de açıktı ve dikkat çekici gelişmelerde müziğin sesini kısıp haber de izledim.
Haber bitince de yeniden müzik devreye girdi!
Bu arada okuyuculardan gelen telefonlara da yanıt verdim.
Dikkatimi topladığımda hiç sıkılmadan aynı anda pek çok işi yapabiliyorum!
Dün yine bu sütunlarda kaleme aldığım, fakat hiç tarzım olmamasına rağmen bir dostumun üzülmemesi için daha sonra kaldırdığım ‘Peygamber soyundan gelen bunları yapar mı?’ başlıklı yazı nedeniyle okurlarımızdan gelen olumlu tepkiler de doğal olarak beni sevindirdi.
Bizzat telefonla arayanlara da söyledim:‘’İkiyüzlülük insanları tehlike içerisine sürükleyebilecek bulaşıcı bir hastalıktır ve ikiyüzlülükle de mücadele etmek gerekir. Allah’tan korkmayan, hatta Allah’ın adını kullanarak insanları kandırmaya çalışan ikiyüzlülere hadlerini bildirmeye de devam edeceğim.’
Karşılıklı gülüştük.
Saat 15.00 sıralarında kendimi gergin hissetmeye başladım.
Her zaman gibi bunun sebebi nedir? Diye kendime kendime soru sordum.
Fakat sonra araya gelen misafiri en iyi şekilde ağırlamaya özen gösterme durumu çıkınca, bu soruya cevap bulma arayışı da sekteye uğradı.
Misafirler gittikten sonra kendi kendime sorduğum soruya belirtilere bakarak yine kendim yanıt verdim.
Nazara gelmişim!
Allah, Allah beni kim kıskandı? Ya da kim övdü ki? Nazar oldum’ diye düşündüm.
Nitekim kendi kendimi okuyup üfleyince esneye esneye bir hal oldum!
Beş dakika sonrada nazarın etkisi ortadan kalktı ve kendimi yeniden zinde hissetmeye başladım.
Bana çok sık nazar değer!
Hatta böyle anlarda genellikle birlikte yıllarca çalıştığımız bazı arkadaşlara kendimi okutup üfletirdim!
Artık kendi kendimi okuyup üflemeyi öğrendim.
Bunu öğrenmeye mecburdum çünkü her zaman yanınızda sizi okuyup üfleyecek biri olmayabiliyor.
İsim vermeyeceğim, bu kentte çok tanınan bir ağabeyim ‘Aman İdo benim seni okuyup üflediğimi kimseye söyleme sonra bana üfürükçü derler’ demişti.
Gülmekten gözlerimden yaşlar gelmişti.
Din adamlarına bizzat sorarak araştırdım; Nazara inanmayana nazar değmez.
Nazar bir insanı öldürebilir de.
Ve genellikler beğenilerek, imrenilerek veya kıskanılarak bakılan şeylere nazar değer.
Beni kimse beğenmesin, ya da kıskanmasın!
Böylece nazarda değmesin!
Gerçi artık kendi kendimi okuyup üflemeyi de öğrendiğime göre sorun da yok!
Nazar değerse de okuyup üflerim.
Ama ben üfürükçü falan da değilim!
Maşallah deyin nazar değmesin.
Allah sizi nazardan korusun.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!