banner542

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Bunların en önemlilerinden bir tanesi de olası yaşam tarzlarına dokunulması ve rejim değişikliği hassasiyeti.

Ana muhalefet, rejim değişikliğinden dem vururken, “evet” cephesi ise bu kez biraz geride kalmışa benziyor.

Çünkü 2010 yılında gerçekleştirilen referandumda AKP’liler, FETÖCÜLER ile işbirliği yaparak “evet” çalışması yapmış ve sürecin ardından da Bakan Bozdağ’dan kandırıldık açıklaması gelmişti.

Şimdilerde de kendinizi lastik fabrikasında çalışan işçinin, valilikte çalışan bir memurun ve ortalama bir çiftçinin yerine koyun.

Ve kendi kendinize şu soruyu sorun, 2010 yılında evet oyu vermemize rağmen iktidar partisi temsilcileri, sürecin sonrasında kandırıldıklarını açıkladılar, acaba şimdi yine aynı senaryo tekrarlanır mı?

-Yeniden kandırılıyor, olmayalım.

2010 yılında “evet” kampanyası çok profesyonel bir şekilde başlamış, bazı çakma sosyalistler, Sezen Aksu gibi sözde aydın sanatçılar bile “evet” oyu vereceklerini açıklamışlardı.
;
Hatta ve hatta süreç öyle bir noktaya gelmişti ki, “yetmez ama evet”çiler türemiş, referandumun ardından FETÖCÜLER’in ülke kurumlarını işgal etmesine zemin hazırlanmış, o dönem 15 Temmuz darbe girişimiyle sonuçlanmıştı.

Şimdi 15 Temmuz darbe girişimine zemin hazırlayanlara nasıl güveneceğiz?

Sizce Ömer Halisdemir’in ahı yerde kalır mı ?

Sizce bu insanlar, 15 Temmuz şehitlerinin mezarlarına hangi yüzle gidiyor ?

Yine bu referandumun ardından bir takım sözde cemaat üyeleri, özde teröristler ülke kurumlarına sızacak mıdır?

Acaba Sayın Cumhurbaşkanı’mız, pek kıymetli devlet reisimiz yine kandırılıyor mudur?

Veyahut bu sözde başkanlık sistemi ve sözde anayasa çalışması, AKP’nin FETÖCÜLER’le ittifakta olduğu dönemlerin bir ürünü müdür?

Ben bu soruların cevabını bulamıyorum, arkadaşlar.

Bulan varsa bir adım beri gelsin.

Ve çok ciddi bir şekilde, yüz yüze de tartışmaya hazırım.

Özellikle referandum konusu geçtiğinde AKP’li arkadaşlarımın çaresiz kalmalarını demokratik açıdan sindiremiyorum.

Çünkü Erdoğan’a güvenen, ona inanan, yıllarca partilerinin bayrağını taşımış birçok arkadaşım bile inanın neyi savunacağını bilmiyor.

Tek cümle, “reis istedi, oy vereceğiz tabi.”

Peki ya sonrası ?

Düşünelim ki, başkanlık sistemi geçti ve Erdoğan 2 yıl sonra rahmetli oldu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin başına da meclisi fesheden, eyalet kuran bir “Başkan” geldi ve ülkemiz Yugoslavya örneğinde gibi paramparça oldu.

O zaman ne yaparız, halimiz ne olur, hiç düşündünüz mü ?

MHP’nin referandum sürecindeki tavrı ve tarzı ise AKP’lilerden de kötü.

Onlar daha da çaresiz.

Çünkü Bahçeli’nin tutarsız politikasının bedelini ödemekle meşguller.

Haydi “hayır”lısı beya…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.