Güzergah boyuncaKılıçdaroğlu’nun en önemli duraklarından bir tanesi ise Kocaeli olacak.
Kocaeli, basın ve kamuoyunda sanayi kenti olarak lanse edilse de aslında bir emek kenti.
Emeğin başkenti diyebiliriz, Kocaeli için.
O nedenle emeği sömürülen tüm işçiler, adalet için Kılıçdaroğlu’nu Sakarya sınırında karşılamalı.
Yıllarca emeği sömürülüp, emekli olan binlerce kişi de Kılıçdaroğlu’nu karşılamalı.
Emekçi kadınlar da adaletin bekçilerini karşılamalı.
Çünkü Kılıçdaroğlu, bu çıkışıyla ezilenlerin ezen karşısındaki haklılığını tüm dünyaya duyurmak istiyor.
CHP Genel Başkanı yalnız yürümüyor.
Onun yanında binlerce vicdan, binlerce namuslu insan da bu adalet duygusuna sahip çıkıyor.
CHP liderini milletvekillerinin, belediye başkanlarının, parti yöneticilerinin yanı sıra yüzlerce vatandaş da yalnız bırakmıyor.
Adaletin olmadığı ülkelerde kamuoyu vicdanı her zaman yaralıdır.
Adaletin olmadığı ülkelerde namuslu vatandaşların evine götürdüğü ekmeğin gramajı her geçen gün azalır.
Adaletin olmadığı ülkelerde, kişilerin kuralları işler.
Adaletin olmadığı ülkelerde, kurallar değil krallar egemenliklerini ilan ederler.
Krallığın olduğu yerlerde de ezenlerin sistemi hakim olur.
Yani ezilenler, ezilmeye devam eder.
Hakça bölüşüm, insanca yaşam hayal olur.
Hakça bir düzenin olmadığı ve adalet duygusunun her geçen gün azaldığı bir ülkede ise demokrasi sadece araç olur.
Yani birilerinin dediği gibi, “amaç değil araç olur”.
Ülkedeki demokratik, laik ve hukuk sistemi bu şekilde enkaza dönmeye devam ederse, bu enkazın altında herkes kalır.
Ülkemizin büyük bir toplumsal uzlaşıya ihtiyacı var.
Yoksa bu kavga devam eder.
O kavga ne derseniz?
Bu ülkede artık a parti, b parti kavgası kalmadı.
Ülkemizde bundan böyle, her gün namusuyla evine ekmek götürme derdinde olan vatandaşla, Mehmetçiğin ekmeği üzerinden rant elde eden, askerimizi zehirleyen onursuz, şerefsizlerin kavgası var.
