İl Teşkilat Başkanı Mustafa Kocaman tek listeli kongrede seçilmiş İlçe Başkanı olarak göreve başlayacak.
Kendisini tanımam.
Kişiliği, kimliği, duruşu, partiye katkısı nedir? Bilmem, beni de ilgilendirmez.
İlgilendiğim ve kanaatimce teşkilatların da hemen hepsinin ilgilendiği tek şey; tek listeli kongrelerin parti içi demokrasi açısından ne kazandırdığı ve ne kaybettirdiğidir.
Mesela Kartepe’ de aday gösterilen kardeşimizin daha önceki beyanlarına baktığımda “ Aday değilim, zaten önemli bir görevim var, ben bu yoğunlukta görevimi yapmakla meşgulüm” gibi bu göreve talip olmadığını ifade eden cümleler gördüm.
Eee bir insan göreve talip değilse bunu bu göreve kim itelemiş olabilir? Diye de düşünüyor insan.
Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu kardeşimizi tanır mı? Nerden tanısın!
O halde kim refere etti bu kardeşimizi?
Bir tarafta aday olmayan ve göreve talip olmadığını beyan eden bir kardeşimiz varken diğer tarafta en güçlü aday olan Serkan Seyhan gibi bir kardeşimiz var.
Neden bu kardeşimiz göreve layık görülmedi?
Kongre sürecinde her şeyin eskisinden daha iyi olacağına dair düşüncelerimi alt üst eden şu çelişkiye bir türlü zihnimde karşılık bulamıyorum.
Serkan Seyhan Milletvekili adayı yapılmış mıydı? Evet.
Yani Kocaeli’ de sadece 12 kişinin seçildiği milleti temsil etmeye layık şahsiyetler arasında bu kardeşimiz vardı.
Eğer seçilmiş olsaydı bizleri temsil eden Milletvekili olarak bugün mecliste görev yapan biri olacaktı.
Demek ki bu kardeş hakkında karar verenler yani onu Milletvekilliğine layık görenler vardı.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ ın oluru olmadan bir kimse Milletvekili adayı olabilir mi? Mümkün değil.
Peki, geçen zaman içerisinde ne değişti ki Milletin vekili yapacağınız bu kardeşi İlçe Başkanlığı gibi bir göreve layık görmediniz?
Ya o zaman verdiğiniz karar doğru değildi, ya da şimdi doğru karar vermediniz.
Bir ilçeyi temsil edemeyeceğini düşündüğünüz bir şahsı milleti temsil edeceği bir göreve nasıl layık görmüştünüz?
Genel Merkeze doğru bilgiler gitmiyor kardeşim.
O gün mü gitmedi, bu gün mü gitmedi? Onu bilemem ama demek ki birileri top gibi oynuyor birileriyle.
Korkarım ki diğer aday tercihlerinde de büyük hatalar yapılarak teşkilatların beklentileri doğrultusunda doğru kararlar verilemeyecek.
Yani 2002 ruhuna yeniden dönüşte fazlaca umut yok.
FETÖ ve yandaşları denen şerefsizlerin tam temizlenmesi mümkün görünmüyor şu aşamada.
Yanlış anlaşılmasın.
Seçilenlerin veya seçileceklerin bu şerefsizlerin yandaşı olduğunu söylemek istemiyorum.
Dikkat eksikliği, ben yaptım oldu, ben ne dersem o olur vb. gibi duygu durum bozuklukları yeni seçileceklerin belirlenmesinde hatalar yapılacağının sinyallerini veriyor.
Mesela Derince’ de teşkilat diye bir şey yok.
Hiçbir yerde yoklar.
İlçe Başkanı diye biri yok.
İlçe Başkanını nüfusun yüzde bir dahi tanımıyorsa ve karşısında halen ciddi bir aday yoksa bu çok çok önemli bir sorundur.
İyi bir insan olması başka bir şey, temsil yeteneği çok başka bir şeydir.
Yenikent, Yavuzsultan gibi daha önce alınmış mahalleler elden gitmişse burada önemli bir sorun vardır.
Bu kardeşi kim getirmiştir?
İki yıl önce partiye kaydolmuş bir kişi nasıl 2 yıl sonra ilçe başkanı olmuştur?
Bunu getirenler kimin kayığına binmektedirler?
Ne ummuş, ne bulmuşlardır?
Devamında kimin menfaati vardır?
Mental yorgunluk vurgusu yapan Sayın Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan R. Tayyip Erdoğan İl ve İlçe Başkanlarını belirlerken kimlerden bilgi almaktadır?
Bilmem nerenin Milletvekili Kocaeli’ ye Koordinatör olarak atanıyorsa hiç tanımadığı teşkilatlar, seçilecek adaylar hakkındaki bilgi ve kanaatleri kimlerden alıyordur?
Hangi masada, kimin misafiriyken yapıyordur bunları?
İlçe yöneticileri, meclis üyeleri ve mahalle başkanlarına“İlçe başkanından memnunmusun” diye sorarak aldığı cevapla gerçekler arasındaki samimiyeti nasıl test edecek?
Bu aldığı bilgi ve kanaatler ile oluşturduğu raporlar ne kadar gerçeği yansıtacaktır?
Akil insanlar dediğimiz kişilerden ayrıca alınacak merkezi bilgilerin tarafsız olacağını düşünmek ne kadar akılcıdır?
Bilmem ne dernek-STK Başkanlarından bilgi isteniyorsa bunlar kimdir?
Ne kadar güvenilirdir?
İki adaylı kongrelerin olumsuz tarafı nedir?
Neden iki kongredir aday adaylarının seçme ve seçilme hakkı engellenmektedir?
Bazı İl ve İlçelerde iki hatta üç adaylı kongreler yapılmışken bazı bölgelerde buna neden izin verilmemiştir?
Teşkilatlar ve üyeler doğru karar veremiyorlarsa İl ve İlçeler hakkında hiçbir bilgisi olmayan, dolma bilgilerle rapor yazarak Genel Merkeze ve dolayısı ile Genel Başkana öneri götürecek koordinatörlere ne kadar ve hangi oranda güvenilmelidir?
Yüzlerce sorularla girilen kongre sürecinde Allah tercih yapanların yardımcısı olsun.
Bir ayağı keseyim derken inşallah baş kesmekte hünerli bazı şahsiyetlere balta teslim edilmez.
Korkarım ki; bazı kendi başını kesmesi gerekenler milleti doğrarlar.
İnce işler bunlar…
Kütüğe de dikkat, cellata da…
Kalın sağlıcakla.
