Bu paylaşımdan 1 ay sonrada İzmit 42 Evler mevkiinde faaliyet gösteren Güvenlik Şube Müdürlüğü’nden gelen bir telefonla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçundan hakkında tahkikat başlatıldığı söylenerek ifade vermek için şubeye çağrılmıştı.
O genç de işini gücünü bırakıp doğruca polislerin yanına gitmişti.
İfadeyi alan polis memurunun dosyadan çıkardığı Facebook paylaşımlarının görsellerini görünce de şaşırmıştı.
Neden mi?
Herkesle paylaşılan o sözlerin hemen altındaki Kemal Kılıçdaroğlu yazısı görselde yokmuş da ondan!
Belli ki polis memurlarından biri bu haliyle, bu soruşturmadan bir şey çıkmayacağını düşünerek görselin orjinalini de Foto Shop yöntemiyle değiştirmiş.
Bunun başka bir izahı olamaz, başka bir yöntemde yok.
Bunu yapan polis memuru kim?
Merak edip araştırmadım.
Bu konunun üzerinde de durmadım.
Fakat amirlerinin en azından sözlü olarak bundan sonra daha özenli olması gerektiği hususunda kendisini uyardıklarını sanıyorum.
Bende o arkadaşa bu sütunlardan sesleniyorum; bırakın particiliği, devletin polisi olun efendim.
Polise olan güveni de sarsmayın.
Şunu da unutmayın; polis vatandaşın huzuru için vardır, adalet için vardır.
Kuşkusuz her şeye rağmen polis teşkilatı içerisinde saygın isimler çoğunlukta.
Hatta büyük bir kısmı işlerini adil bir şekilde yerine getiriyor.
Demek ki aralarında azınlıkta da olsa partili hisleriyle davrananlarda var.
(1).jpg)
AH BENİM KORKAK MESLEKTAŞLARIM!
Zaman zaman gazeteci arkadaşlarla bir araya geliyoruz.
Meslektaşlarım gazeteciliğin bittiğinden bahsediyorlar.
Belli ki son yıllarda Türkiye’yi saran baskı, gazetecileri de ürkütmüş!
Aralarında bana nasihatlerde bulunan da var!
Hatta ‘çok sert yazılar yazma bak seni hapse atarlar’ şeklindeki sözlerle kendilerince uyaranlarda var.
Hapse atarlar sözünü duyunca tepem attı ve şöyle karşılık verdim; ‘Türkiye her şeye rağmen bir hukuk devletidir. Yazı yazdı diye bir gazeteci hapse atılmaz. Cesur olun, sözünüzü sakınmayın.
Diyelim ki siz haklı çıktınız ve beni hapse attılar. Ne olacak? Cezaevinde biraz dinlenmiş olurum.
Ayrıca bedel ödemeden de zafer kazanılmaz. Siz Türkiye’de baskı var herkes korkutuluyor. Bir bahane ile hapse bile atılıyor diyorsunuz.
Aman susalım bizi de gözaltına alırlar diye düşünüyorsunuz herhalde.
Alsınlar kardeşim, buyursunlar alsınlar. Cesur olun cesur. Korkaklar her gün, cesurlar bir gün ölürler şeklinde karşılık verdim.
Bozuldular.
Cesaretlendirmeye de çalıştım.
Ama nafile…
Ah benim korkak meslektaşlarım.
Horatius’un da dediği gibi; korku içinde yaşayan, asIa hür değiIdir.
Sizi esir eden düzen değil korku hissiniz!
Bu ülkeye tam demokrasi gelecek, huzur ve barış yeniden sağlanacak.
Bundan hiç ama hiç şüphem yok.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!
