Bu soruya olur mu öyle şey? Diye hemen karşı çıkanlar olabilir.
Fakat bir an durup düşünmek lazım.
Maalesef güç insanı bozuyor.
Yaşananlarda bunun kanıtıdır.
İzmit’te tramvay inşaatında çalışan ve aradan 6 ay geçmesine rağmen maaşlarını alamayan taşeron işçiler AK Parti Kocaeli Teşkilatı’nın kapısını çalıyor.
Mağdurlar ve bir çıkış yolu arıyorlar.
Oy verdikleri AKP’den bu konuda yardım istemeleri de son derece doğal bir durum.
Fakat AKP yöneticileri ‘Nereden bilelim doğru söylediğinizi’ gibi saçma sapan sözlerle o işçilerle adeta dalga geçiyorlar.
Bir tanesi de ‘Yahu şu taşeron firmayı bir arayalım bilgi alalım. Telefon edersek bu işçilerin sahipsiz olmadığı izlenimini de veririz paraları ödenir’ diye düşünmüyor.
Boynu bükük bir şekilde parti binasından ayrılan taşeron işçiler bu seferde yerel bir TV’nin kapısını çalıyor.
Dedim ya mağdurlar, çare arıyorlar.
O yerel TV’deki arkadaşlarda ‘OHAL nedeniyle biz haber yapamıyoruz’ diyerek taşeron işçilere kapıyı gösteriyorlar.
OHAL’in haber yapmaya bir engeli yok.
Neden yalan söylüyorlar?
Yapacakları haberin ucu AKP’ye değeceği için!
Böyle gazetecilik mi olur?
Böyle adalet mi olur?
Böyle demokrasi mi olur?
Gazeteci de haber yapmazsa vatandaş sesini nasıl duyuracak?
Bana gelen taşeron işçilerden sadece birinin ismini yazayım; Gökhan Konaç.
Diğerleri rica etti ‘Adımızı yazmayın işimizle oynarlar’ dediler.
Onlara hak verdim; maalesef ekmekle de oynanıyor.
Hep söylüyorum; ekmekle oynanmaz.
Mağdur insanlara bile burun kıvıranlara sormak lazım; vicdanınızı nerede kaybettiniz siz?
Halkın arasına karışınca fakir fukara edebiyatı yapma konusunda da kimse elinize su dökemez.
Ama eylem ile söylem arasında çok yaman bir çelişki var.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yöneticileri de taşeron işçilerle ilgilenmemiş.
Herhalde tramvay çalışmasını üstlenen yüklenici firma Gülermak’ın sahibi; Tayyip Erdoğan!
Öyle ya bir telefon etmeye bile korktuklarına göre!
Ayıptır, ayıp; vatandaşla ilgilenin.
AHLAKSIZ ADAM!..
En güzel sözleri sunmak çok kolay, iyilikten koşar ahlaksız adam.
Perdesiz sahnede çekiyor halay, cepte çıkar taşır ahlaksız adam.
Bir güzel saklanmış tilki postuna, gelmiş meydan okur sadık dostuna.
Bazen akıl ermez gizli kastına, Ağustos’ta üşür ahlaksız adam.
Yalanı eksilmez doğruya çatar, senliği benliği araya katar.
Menfaat olmazsa dostunu satar, kıskanarak yaşar ahlaksız adam.
Adam olmak güzel sözle olunmaz, sevgisiz gönülde duygu bulunmaz.
Sahte yüreğinle dostluk alınmaz, yaraları deşer ahlaksız adam.
Çırpınır boşuna kumsal alanda, dost diye bağırır zorda kalanda.
Her lezzet tadıyor dili yalanda, acıları boşar ahlaksız adam.
Daha ne demeli böyle birine, kim geçmek ister ki onun yerine,
Sabun kar etmiyor gönül kirine, nefret ile coşar ahlaksız adam (İsmail Koca)
Üst satırlardaki şiirin seçimle ya da siyasetle hiç ama hiç ilgisi yok.
Yani işi siyasete çekip kimse öküzün altında buzağı aramasın!
Aramızda öyle ahlaksız adamlar var ki yüzüne tükürseniz yarabbi şükür der.
Bir adamın ahlakı; dişleri gibidir. Çürüdüğü nispette acısını hisseder.
O ahlaksız adam kim mi?
Detaylar, yakında bu köşede..
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!
