Olmaz denilen yerde “Olur”, kazanılmaz denilen yerde “Fark atarız” dedim.
Nefsimden Allah’ a sığınırım, hiç yanılmadım.
Tek yanılgım adam gibi adam zannettiğimiz bazı şahsiyetlerin cibilliyetsiz çıkmalarıydı.
O yaşadığım incinmeyi de “Bizi aldatan, bizden değildir” diye buyuran Hz. Peygamber’ imizin Hadis-i Şerifi ile ferahlayarak atlattım.
Demek ki ALDATAN da olacaktı ALDANAN da.
Şimdilerde siyaset arenasına baktığımda GLADYATÖTER dolu olduğunu görüyorum.
Eline kör kılıç alan arenada ahkâm kesmeye başlamış.
Elinde kendini koruyacak kalkanı olmayan, kılıcı bilenmemiş bu sahte gladyatörler; karşısına çıkanları bir bir kılıçtan geçireceğini zannederek ne yapmaya çalışıyor inanın anlamıyorum.
Olmaz kardeşim!
Senden hiçbir halt olmaz.
Savaşçı değilsin çünkü.
Sen ancak başkasının kılıcını biler, ya da elin kılıcı ile arenaya girersin.
Dön bir bak kendine.
İlçen için bu güne kadar hangi hayırlı kararın altında imzan var?
Bir proje üretebildin mi?
Kaç kişiye Allah’ ın selamını tebessüm ederek verdin?
Öyle hemşeri derneğiyle, malum cami altı kulisleriyle, çay ocağı muhabbetleriyle bu işler olur mu zannediyorsun?
Elinde bir sürü mahkeme kararı olanlar senin torbandaki pisliği hasbelkader aday gösterilirsen ortaya dökmeyecekler mi sanırsın?
Adam diyor ki; Benim karşıma çıkacak aday şu şu olursa benim bir şey yapmama gerek bile yok.
Bu ne cesarettir acaba?
Birinden icazet almakta mısın? Yoksa öyle bir görüntü vererek prim yapmaya mı çalışıyorsun?
O senin icazet aldığını hissettirdiğin kişinin ben başka bir adayı dibine kadar desteklediğini çok çok iyi biliyorum.
Hatta adım gibi eminim de.
Bu günden bazı Müteahhitlere reklam verme adı altında çek kestirmenin bedelini başkan olursan (ki imkânsız) nasıl ödemeyi düşünüyorsun acaba?
Adaylığını açıkladığın gün çek kesenlerle çeki teslim alanlar başrolde iken sen ne yüzle açıklama yaptın?
Yüzün kızarmadı mı hiç?
Bilmiyoruz mu zannediyorsun bunları?
Katılanların yüzde sekseni senin de doğduğun yerin insanları.
Bu 140 bin nüfuslu ilçede seni seven başka kimse yok muydu?
Eski kaşar bazı meclis üyelerinin (diğerlerini tenzih ederim)her zamanki gibi kendini yeniden pazarlamak için orada bulunduğunu biliyor muydun acaba?
Neyse, haberin olsun; senin işin çoktan bitti.
Köşk senin gibilerin bilgilerini aldı ve sildi.
Seni geçelim…
Gelelim asıl meseleye.
Bazı ilçelerde sağanak gibi bir şehrin adaylarının yağdığını görmüyor muyuz diye merak ediyorum doğrusu.
Çok çok sevdiğim ve çok iyi dostluklarımın olduğu bu şehrin insanlarından akil şahsiyetler dahi “Mehmet’ cim bu iş kontrolden çıktı. Şaşırıyoruz artık” diyorsa burada bir durup düşünmek lazım.
İzmit, Derince, Körfez…
NE OLUYORUZ?
Bunlara kim yol veriyor?
Ya da bir akıllı çıkıp “Arkadaşlar oturalım, mutabakata varalım, bu süreç bizi zor duruma sokacak. Kamuoyun da oyun içinde oyun var algısı oluştu” demiyor mu?
Muhtarlıklara kadar inildi.
Pes doğrusu!
“Artık bizden birileri olsun” sloganı ile çıkılan bu yol Sayın Başkan ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ ın asla kabullenmeyeceği, gereğini yapacağı yanlış bir yöntem.
Kendisine ve yakın çalışma arkadaşlarına bunlar iletildi sanırım.
Olması gerekenlerin dahi önünü kesecek bu yanlış adımlar vatandaş tarafından da hiç hoş karşılanmıyor.
Bunları herkes yazamaz.
Biz kimseden (sonsuz şükürler olsun ki) arpalanmadığımız için rahatça yazabiliyoruz.
Dikkatli olun arkadaşlar…
Ülke çok hassas bir dönemden geçerken bu etnik milliyetçilik anlayışı insanları daha da gerer ve dostluklara bile gölge düşürebilir.
Öyle kasıla kasıla gezmekle, zafer kazanmış komutan edasında şimdiden insanlara ulufet dağıtmakla olmuyor bu işler.
Adam kaç tane başkan yardımcısı olduğunu çok iyi biliyor ama bana söz aldığını söyleyenlerin sayısına bakınca 3 ilçeye yetecek başkan yardımcısı görüyorum.
Yine soruyorum; NE OLUYORUZ?
Ya da ne olmuyoruz!
1-Aday olmuyoruz.
2-Adam olmuyoruz.
3-Milleti kendimize biletiyoruz.
4-Müteahhit adayı görüntüsü veriyoruz.
5-Aday gösterilmezsek partiye ceza kesiyoruz.
İşte bunlar sebebiyle Sayın Başkan ve Genel Başkan torbasında pislik olmayanlarla YOLA DEVAM diyecek.
Genç, tertemiz, teşkilattan gelme, davası-mavası olmayan ve müteahhitlere vefa borcu olmayacak birileri ile.
Biliyorsunuz da…
Ben de hatırlattım işte.
Kalın sağlıcakla.