Hava nasıl oralarda? Diye başlayan bir şarkı vardır.
Bir de yüksek teknolojiden önce birbirimizle iletişim kurmak için kullandığımız mektuplaşmaların başında hep şu cümleler olurdu; Mektubuma başlamadan önce…
Şimdi, hava nasıl diye sorarsanız verilecek çok cevap var lakin “mektubuma başlamadan önce” den sonra gelecek cümlelere birileri tahammül edebilir mi?
İşte onu bilmiyorum.
Bu yüzden seçim yarışını etkilememek adına “mektup” kısmına girmeyi şimdilik düşünmüyorum.
Can yakınca, can yanınca canlarımız devreye giriyor ve ben onları üzmekten imtina ediyorum.
Doğruları yazalım, bilinmeyenler bizde kalsın şimdilik…
Derince civarlarında hava parçalı bulutlu.
Bulut deyince de hep aklıma şu BULUT geliyor.
Hani her geldiğinde tekmeyi yiyip başka yerlere yağan BULUT!
Neyse, mevtanın ardından kötü konuşulmazmış.
Neden parçalı bulutlu olduğunu anlamak için adayların profillerini bir ziyaret edin derim.
Eğer bir insan mutlu değilse, bunu hemen anlarsınız.
İstediği kadar sırıtmaya çalışsın nafiledir.
Mutsuzluğunu gizlemek kadar zor bir şey yoktur ama imkânsız da değildir.
İşte bunun için insanın yanında akıllı adamların olması gerekmektedir.
Onu eleştirebilecek, yön verebilecek, mutlu edebilecek, karşısındaki kişilere pozitif enerjiyi nasıl geçireceğini bilecek zekâda olacak birileri.
Var mı? Yok…
Destek alınıyor mu? Yok…
Yanındaki tıfıllarla bu işler olmaz.
Her adayın birkaç özel görüşeceği, gidişat hakkında bilgi alacağı, eksik yönlerini tamamlamak için destek alacağı, sahada nelere dikkat etmesi hususunda bilgi devşireceği kişilerin olmaması demek bu seçimlerin kendi adına kolay geçmeyeceği anlamın taşır.
Herkese dost ya da herkese düşman nazarıyla bakarsanız yani “grileriniz” olmazsa vay halinize.
İnsan nefsi her şeyi kaldıramaz.
Yanındaki şakşakçılar da hep seni belli lakaplarla onurlandırırsa ayılamazsın.
Silkeleyenlerin olmalı…
Biraz zekân varsa seni neden silkelediklerini de anlarsın, gönül koymazsın.
İşte o zaman bulutlar dağılır, senin için güneş yüzünü göstermeye başlar.
Bu seçim zor geçecek çünkü.
Kimse çantada keklik değil.
İttifaklarda önemli sorunlar yaşanıyor.
MHP tabanında sular durulmuyor.
Hiçbir ilçenin kendilerine verilmeyişinden rahatsızlık duyanlar CHP’ ye destek vermeyecek olabilirler ama Ak Parti’ ye de vermeyeceklerini açık açık beyan ediyorlar.
MHP şu günlerde meclis üyelikleri için AHDE VEFA’ yı öne çıkararak Ak Parti seçmeninden meclis üyeliklerinde kendilerini desteklemeleri için yoğun çaba sarf ediyorlar.
Küskünlerin de desteği dâhil olmak üzere eğer bu stratejileri iyi tutarsa (ki tutacağını zannediyorum) yeni seçilecek hiçbir başkanın eskisi kadar rahat olacağını sanmıyorum.
MHP her ilçede meclis üye sayısını en az yüzde 30 arttırmalı.
Yoksa başarısız sayılır.
Ak Parti seçmeni ikinci partisi olarak gördüğü MHP’ ye gerek aday tepkisi gerekse AHDE VEFA duygusuyla mutlaka destek verecektir ve bu destekte azımsanmayacak bir destek olacaktır.
CHP’nin HDP gibi yumuşak tarafı var.
Bunu kendileri de görüyorlar ve temkinli davranmaya çalışıyorlar lakin muhafazakâr ilçelerde karşı partiden gelebilecek tepki oylarını çekmek için bu yumuşak tarafları sebebiyle yeteri kadar hamle yapamıyorlar.
Ancak buna rağmen bu gün seçim olsa Derince gibi sancılı ilçeleri rahatlıkla alabilirler.
Zaten Derince’ de Sertif Gökçe ismiyle başlayan sinerji zirve yapmış durumda.
Müthiş bir tempoyla çalışan Gökçe’ nin başkanlığını Ak Parti içinde dahi garanti olarak görenlerin sayısı bir hayli fazla.
Öyle ki, meclis üyeleri listesinin açıklanmasını bekleyip, liste içinde yer alacak olası aykırı isimler üzerinden yıpratılmak isteniyor.
Tabii aynı durumla Ak Parti’ nin adayı Zeki Aygün’ de karşı karşıya.
Sertif Gökçe gibi tek aday olarak girmediği, aksine aday adayı olmadığı ilçeye aday gösterildiği için hem mevcut belediye başkanı hem de diğer aday adaylarının tepki koyduğu bir isim olduğundan meclis listesini yaparken fazlaca ince eleyip sık dokumalı.
Listede yapacakları her hata MHP meclis listelerine kaymaya sebep olacağı gibi başkan seçilecek olsa dahi kararları geçirecek çoğunluğu bulamama gibi büyük bir sorunla karşı karşıya bırakabilir Aygün’ü.
Derince’ de parçalı bulutlu havanın seçimlere kadar ne kadar düzeleceği, doğacak güneşten kimin istifade edeceğini daha iyi anlamak için az daha zaman ihtiyaç var.
Ancaaaakkkk…
“Hava nasıl oralarda” şarkısını değil de “Kendim ettim, kendim buldum” şarkısını kim söyleyecek derseniz…
Siz biliyorsunuz,bana söyletmeyin.
Kalın sağlıcakla.