Siyasi partiler için “yerel yönetimler” çok önemli.
Çünkü yerel yönetimler, siyasi partiler ve politikacılar için adeta bir “vitrin”.
Çünkü siyasi partiler, yerel yönetimlerinin hizmetleriyle adeta bir Pazar’a çıkıyor ve o hizmetlerin hepsi birer ürün olarak kamuoyunun takdirine arz ediliyor.
O nedenle, yerel politikaların başarılı olması, siyasi partiler için olmazsa olmaz niteliğinde.
Mesela bir “Eskişehir” örneği var.
Mesela, 1989-2002 yılları arasında “İzmit” örneği var.
Marka ve rol model belediyecilik örneklerini sıralayabiliriz.
Buraya pek çok kenti ve belediye başkanının ismini yazabiliriz.
Ammavelakin belediye yönetmek, her kişinin harcı değil.
Çünkü yerel yönetimlerde başarılı olmak için çok ciddi bir ekibe, çok iyi kadrolara ihtiyaç var.
Belediye başkanının yerine nabzı yoklayan, kent gündemini yakalayan, kent merkezine bağlı köy ve mahallelerde eksiklikleri yerinde tespit eden doğru kadrolara çok büyük ihtiyaç var.
Bu kadrolar elbette hem teknik kadrolar hem de “danışman” kadrolardan oluşuyor.
Bir belediye başkanının düşeceği en büyük yanlış ise, “her işi ben bilirim ve her şeyden anlarım” yanlışı.
Çünkü insanın doğası, hata yapmaya imkan sunar.
Çünkü insanın mayasında, doğrular kadar, yanlışlar, bilinenler kadar bilinmeyenler de vardır.
Belediyede görev yapan önceki dönem kadroları isterlerse bir belediye başkanının hizmet sürecini çok iyi kilitlerler.
Belediye başkanı her şeyi imzaladığını zanneder ama aslında hiçbir şeyden haberi yoktur.
Adeta hipnotize olmuş gibi görür, tüm yaşananları.
Ama kendi ekibi yoksa hiçbir sürece müdahale edemez.
Nasıl mı?
Bir önceki dönemden kalan, destek hizmetleri ekibi, istediği gibi ihale süreçlerini dizayn etmeye devam eder.
İhale şartnamesini öyle bir hazırlar ki, o belediyenin yönetimi A partisinde gözükse bile aslında hala tüm süreç, bir önceki dönemin partisi olan B partisine akar.
Sen de bunu oturur, izlersin.
Sadece izlemekle kalırsın.
Muhasebe ekibi, eski dönemin yandaş firmalarına kıyaklar yapmaya devam eder.
İşi bilmiyorsan, sana da imzalamak düşer, sadece.
Ve yine izlersin.
İçeride görev yapan ve senin yerinden oynatmadığın önceki dönem ekibi, mahallede, muhitte senin altını oyar, sen sadece yine izlersin.
Yani mesele sadece kazanmak değil.
Yerinde ve zamanında müdahaleler gerçekleştirerek yönetimi gerçekten ele almak, tüm mesele.
Yani asıl mesele, iktidar olmak değil muktedir olmak…
