Nihat Ergün’ ün istifa edip yeni kurulacak partiye geçeceği, yakın arkadaşlarıyla birlikte sohbet ve istişareler yaptığını yeni bir şeymiş gibi ya da bilinmez denklemi çözmüş gibi duyurmanın neresi büyük gazetecilik?
Bilmem ama merkeze oturmaya çalışan asıl gizli zat-ı muhteremleri bilmek azıcık gazetecilik sayılır sanırım.
Ben azıcık da olsa gazeteci olmadığımdan bu zat-ı muhteremleri deşifre etmek gibi bir yola başvurmam.
Lakin bırakın kimler olduğunu nerede, kaç saat, hangi konular? Gibi başlıklara takır takır cevap verebilirim.
Verebilirim ama vermeyeceğimi de herkes bilir.
Bana güvenen, samimiyetime inanmış kimseyi söylediğine pişman etmeyecek kadar şerefli ve haysiyetli davranacağımı bilenler bilir.
Bu sebeple burada yazacaklarım sadece kendi öngörülerim, düşüncelerimdir.
Birileri “Ben bu filmleri daha önce seyrettim, finali de biliyorum” dese de bu film daha önce seyrettiğimiz filmlere benzemiyor.
Bir kere bunu bir bilelim.
Tavuğun altına yumurtayı koyanlar farklı.
2200 yıllık Devlet aklına sahip Türkiye’m de bu akıl bazen horoz, bazen tavuk, bazen de tavuğun altına yumurtayı koyan akıl olmuştur.
Birisini yetiştirmeden bir diğerini asla alaşağı etmez.
Yetiştirirken türlü türlü sebepler hazırlar…
Alaşağı ederken de ön sebepleri hazırlar ve finali öyle yapar.
Vazgeçtiği kişiden halkın da vazgeçmesini sağlayacak zemini de hazırlar anlayacağınız.
Fazla aktöre gerek yoktur.
Bir kişi ile dahi yapabilir bunu.
Bu bir kişi öyle sıradan bir kişi değildir elbette.
DEVLET aklını çok çok iyi bilen ve her şeyden ve hatta en yakınından bile vazgeçebilecek sadakat ve fıtratadır.
Partisini dağıtır görünür…
Bir bakarsın toparlamaya çalışır görünür…
Hükümet kurar, hükümeti yıkar, seçimler yenilenmelidir der erken seçime gider, aday çıkarır, adaya kaybettirir, destek verir, destek çeker, başkanlık sistemi der ve olur…
“Ya bu kadar da olmaz kardeşim” dediğini hissediyorum bazı arkadaşların.
Hatta hissetmekle kalmıyor tüm sosyal medyada ateş püskürttüklerini de görüyorum.
Sevdiğim çok fazla arkadaşlarım var aralarında.
Ne olur bana kızmasınlar ama “Bakmakla görmek arasındaki farkı henüz kanıksayamamış, sadece Türk tarihinin kendi ideolojisine lazım olan kısmını ezberlemiş olanlar en azından susarak ve büyük bir sabırla seyretseler; hem kendilerine hem de Vatan’ ına en büyük iyiliği yapmış olurlar.”
Şimdi bu yazdıklarımın bu günün siyasetiyle ne alakası var kısmına geçelim mi?
Hatta çok büyük oynamadan, haddimizi de aşmadan Kocaeli ölçeğinde değerlendirme yapalım.
Siyaseti takip edenler çok iyi bilirler; Son günlerde Kocaeli siyasetinde bu güne kadar gelmiş geçmiş en iyi teşkilatçı, kuruluş aşamasında il başkanı olması sebebiyle de Büyükşehir ve ilçe belediyelerine gererken müdahaleyi tam manasıyla yapmış ve daha sonrasında milletvekili, bakan ve başbakan yardımcılığına kadar yükselmiş bir kişi olan Fikri Işık’ a karşı büyük bir kara propaganda yürütülüyor.
Seversiniz, sevmezsiniz lakin kabul etmeliyiz ki; Fikri Işık’ ı partiden çekip aldığınızda 1 kişiyi almış olmazsınız.
Arkasından büyük bir gücü de söküp almış olursunuz.
Bunu yeni partinin kurucu iradesi de çok iyi biliyor.
Nihat Ergün ve avenesiyle nereye kadar gidileceğini, sıkletini de çok çok iyi biliyorlar.
Kocaeli’ de büyük işler yapmak istiyorsanız Fikri Işık gibi bir siyasetçi-teşkilatçıya büyük ihtiyacınız var demektir.
Her ilde bu tip şahsiyetlere ihtiyacı var yeni partinin.
Bu sebeple Ak Parti’ nin kongrelerini tamamlamasını bekleyecekler.
Nice Fikri Işıklar var bu partide ve bunlar darmadağın edilmek isteniyor birilerince.
Eğer Sayın Cumhurbaşkanı bu hataya düşerse işleri çok kolaylaşmış olacak.
Devlet aklı değil de insan aklıyla (Cüz-i İrade) ile hareket edenler işin ciddiyetinden uzak, sadece kendi egoları, siyasi gelecekleri için durmadan gaz veriyorlar Reise.
Fikri Işık-ları yok etmeye çalışıyorlar.
Peki, ne yapıyorlar?
Onu önce itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar sonra da medya karşısında “Fikri beyin yeni partiye katılacağını asla düşünmüyorum” diyorlar.
Bunların röntgen sonuçlarına baktığında içindekiyle dışındakinin aynı olmadığını çok net görürüsün.
Büyük bir siyasi hırs, ben merkezli sahtecilik, taşören kullanma vb. tüm gayri ahlakilik mevcut bunlarda.
Basına kapalı bilgileri dışarı sızdırma alçaklığını yaparken haddi aşan cümleleri de ilave ederek adeta çata çat Reisle kavga ettiğini, artık gözden çıkarıldığını medyaya servis yapacak densizlik var bunlarda.
Kocaeli’ nin en sözü geçen vekili olmak için onu zorluyorlar çıksın gitsin diye.
Belki gidecek…
Giderse çok büyük sorun…
Kalırsa daha büyük sorun…
Git- geller yaşıyorlar…
Kalırsa vay halimize diyorlar.
Giderse söküp götürür diyorlar.
Sonuç ne mi olur?
Türkiye değişime hazırlanıyor.
Kuluçka dönemi sona geliyor.
Yumurtadan çıkacak civcive karşı reisin hamleleri olacak.
Çok şey biliyor çünkü.
Kocaeli’ de ise hala birileri birkaç kişiyi izlemekle meşgul.
Asıl izleneceklerse öyle ulu orta yerlerde sohbet etmiyorlar.
Bize gelince…
Çok sevdiğim arkadaşıma şöyle dedim; Ben o saydığın isimlerle helaya bile gitmem.
Kalın sağlıcakla.