Çok uzun yıllardır basketbol maçı izlememiştim.
Önceki gün çarşıda yürürken bilboardlarda İzmit Belediyespor'un bayanlar basketbol maç afişini görünce eski lisanslı bir basketbolcu olarak o an gitme kararı aldım.
Saatime baktığımda maç başlamak üzereydi.
Hızlı adımlarla Atatürk Kapalı Spor salonuna yolunu tutup, vardığımda Çukurova ile olan maç başlamıştı.
Kapıda çok sayıda güvenlik görevlisinin İzmit Belediyesine mi, yoksa Gençlik Spor Müdürlüğü'nün personeli mi ait? bilmiyorum ama “yok artık” dedirtecek kadardı.
Dışarıda ambulans- itfaiye hepsi mevcuttu.
Yani tam bir profesyonellik havasındaydı.
Protokol tribününün sol tarafına ilerlediğimde İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ve CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ı gördüm.
Tribünde bir yer bulmaya çalışıp, boş koltuklara yöneldiğimde çoğunun kırık olduğunu görünce utandım.
Hangi yüzyılda yaşıyoruz.
Kapalı spor salonunun kırık oturaklarını yetkililer görmüyor mu?
Birçok bayan izleyiciyi özellikle türbanlı bayanları ve aileleri görmek ne güzel bir tabloydu.
Hem İzmit Belediyesi basketbol takımında hem de Çukurova Kulübünde yabancı basketbolcuların olması alışık olduğumuz bir durum değildi.
Bizde iki Amerikalı (Avery Warley Talbert, Courtney Williams)ve bir de Litvanyalı oyuncu (Monika Grigalauskytė) vardı.
Çukurova’da ise beş yabancı bayan basketbolcu vardı.( Morgan, Nia, İleyda, Alex ve Gabrezella).
Demek ki bizim kızlar artık basketbola ilgi göstermiyor ve yetişmiyor ki yabancı devletlerden sporcu getiriyoruz.
Bunlara ne maaş veriyoruz, ne para kazanıyorlar ki İzmit'te bir kulüpte oynuyorlar.
Kulübün bütçesi nedir?
Oyuncular ne kadar maaş alıyor* doğrusu merak konusu.
Basketbolda çok şey kaçırmışım doğrusu.
Örneğin eskiden 3 full alan basketçi oyundan çıkar, maç 2 devre oynanırdı.
Şimdi 3 devre oynanıyor.
İzmit Belediyespor evinde olmanın avantajı, Belediye başkanın tribünde olması ve coşkulu seyirciyle 92-79 sahadan galip ayrıldı.
Futbolda olduğu gibi basketbolda da saha zeminin büyük bir bölümünün reklamla kaplanmasından her şeyin reklam olduğunu gördük.
İzmitli gençlerin oluşturduğu bando 41 vardı.
.png)
Devre arasında dışarıda, molalarda içerde marşlar çalarak seyirciyi motive etti.
Fatma Kaplan Hürriyet maç sonucu galip gelen kendi takımının hemen yanına gitti ve tebrik etti.
Çok güzel, şık bir hareketli ama gözden kaçan bir nokta vardı.
Hemcinslerinin, misafir Çukurovalı bayan basketbolcuların da keşke yanına gidip onları tebrik etseydi.
Teselli edip ellerini sıksaydı daha da şık olurdu.
Çukurovalı kızlar adeta başkanı gözlerinin içine baktılar, onu beklediler ama Hürriyet onları görmedi.
Türkiye'de adını duyurmak, hele de bir marka olmak hiç te öyle kolay değil.
PİYANGO KİME ÇIKAR?
Milli Piyango İdaresi biliyorsunuz devletindi.
Satıldı.
Kime mi?
10 Yıllığına Demirören gurubuna. Hani şu “amiral gemisi” denilen Hürriyet gazetesini alan gruba. Demirören Medya gurubunu aldıktan sonra gazetelerdeki tirajları eridikçe erimiş, buna paralel olarak televizyon kanallarının da reytingleri düştükçe düşmüştü.
Peki, devletin Ziraat Bankası’ndan alınan kredi ile( 916 milyon dolar) satın alınan bu dev medyanın zarar etmesi neyle karşılanacak?
Bugüne kadar hiç zarar etmeyen devlet kurumu olan Milli Piyango ihalesini alan Demirören gurubu medyadan ettiği zararı piyango ile karşılayacak herhalde.
Satıldıktan sonra büyük ikramiyelerin kimseye çıkmaması dikkatlerden kaçmazken, Milli Piyangonun yılbaşı ikramiyesi olan 80 milyon TL sizce kime çıkar?
Sosyal medyada sıklıkla paylaşılıyor “Tam salak, yarım yada çeyrek salaklara çıkar” diye.
Rahmetli babam iş olsun diye her yılbaşı sadece 1 adet çeyrek alırdı, bende bu geleneği devam ettirdim.
Ta ki bu yıla kadar.
Ben bu yıl almayacağım.
Sizin keyfiniz bilir.
Bol şanslar Türkiyem.
