BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Bir olaya, bir kişiye ya da bir sonuca bağlamana gerek yok.

Adam yazmış, bende okuyup geçeyim diye başla.

Tek bir olaya, bir kişiye ya da bir sonuca bağlarsan böyle yüzlerce konuyu atlamış olursun.

Mesela “Al birini vur öbürüne” dersem ve ardından falanca adam nasıl oluyor da ilçe başkanı yapılıyor? diye sorarsam daha birkaç gün önce adı genel merkezden gelen birisine bağlamış olursun.

Oysa bu ilk değil ki!

Adamın siyasi geçmişinde hiçbir başarı yokken, ilçesinin yerlerde sürünmesinde onunda büyük payı varken ilçe başkan adayı gösterilmesi artık yadırganır olmaktan çıkmadı mı?

O halde bunu tek bir olaya bağlamaya gerek yok.

Kütür kütür kestiği faturalara rağmen ve bundan sonra yaprak kesmeye yetiştiremeyeceği çok açık olan birisine adeta “Al sana koltuk, tepe tepe kullan” ilk kez mi denildi?

O halde bunu da bir kişiye bağlamaya gerek yok.

Seçici olanlara özel bilgiler verildiği halde adamı Ankara’ ya gönderip birde oradan ilçe başkanı olarak getirilmesini sağlamak artık yeni bir şey değil ki.

O halde bunu da tek bir sonuca bağlamaya gerek yok.

Bırakın siyasetin içindeki aktörleri, sokağa çıktığınızda gözünüze kestirdiğiniz herhangi bir vatandaşa “İlçe siyasetinden kimi tanıyorsunuz? Herhangi bir sorununuz olduğunda sizinle ilgilendi mi?” diye sorduğunuzda vatandaşın cevapsız kaldığını ya da “Şu meşru işim için gittim ama kimse benimle ne ilgilendi ne de yüzüme baktı” cevabını alacağınızdan bir şüpheniz var mı?

Kendisine kaçak yapı yapan, kardeşini Belediyede işe başlatan, meclis üyesi olduğu için iş yapamadığından başka firma üzerinden fatura kesenler olmadığından emin misiniz?

Bunun A veya B partisinden olması önemli midir?

Önemli olan etik olmayan bir davranışın sergilenmiş olmasıdır ve maalesef ki Ülkemin hangi il ya da ilçesine baktığınızda böyle mide bulandıran bir sürü örnekle karşılaşırsınız.

Birisi işçi kıyımı yapar, diğeri yandaşlara yer açar, bir diğeri başka bir halt işler.

Yani yazılan her şeyin bire bağlanması imkânsız bir ülkede yaşıyoruz.

Bu yeni bir şey değil tabii ki.

59 yıldır bu dünyada yaşayan bir insan olarak o kadar çok hadiselere şahidiz ki!

Akşam zengin ya da orta halli vatandaş olarak yatağına yatıp sabah fakir kalkanlardan tutun da özgürce yaşarken yıllarca suçsuz yere hapishane köşelerinde tutsak olanları gördü bizim jenerasyonumuz.

Kardeş kanlarının akıtıldığından tutun da gizli servislerin eline verdiği silahlarla, bombalarla yan komşusunu katledenlere şahit olduk biz.

Ülkeyi karıştırmak isteyenlere makamda otururken hain diyen şahsiyetlerin makamdan inince “Gururumuz” dediklerine halen de şahit olmuyor muyuz?

O kadar net şeyler yazmanız gereken bir süreçten geçiyorsunuz ki; ilk kez ironi yapmaya kendimi zorladığım halde yapamamama ben bile şaşırıyorum.

At iziyle it izinin birbirine karışması bu olsa gerek.

Kafalar allak bullak.

Hain dolu…

Ruhsuz dolu…

Şeref, haysiyet yoksunu dolu…

Birlikte siyaset yaptığı ya da birlikte dava arkadaşlığı yaptığı hanımefendilere başka nazarla bakmak, menfaati için yapamayacağı namertlik olmayan kişileri görmekten, onlarla aynı dünyayı paylaşmaktan nefret ediyorum.

İşte bu sebeple onlarca adam araya sokmalarına rağmen siyasetten kaçıyorum.

Olmaz diyorum…

Asla olmaz…

Ben bu tiyatroda artık ne oyuncu ne figüran ne de senaryo yazan olurum.

Utanmıyorum bunları söylerken.

Söyletenlerin utanmamasına da hayret ediyorum.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.