Gerçek gazeteciler halktan, haklıdan yanadır.
Korkaklardan da gazeteci olmaz.
Gerçek bir gazeteci çıkar uğruna kalemini satmaz.
Kimseden talimat almaz.
Talimatla haber yapmaz.
Fakat AKP'liler gazetecilik yapanları da sevmez!
Son yıllarda yalan haber, AKP'nin algı yönetiminin bir parçası haline geldi.
Yalan haber yapan satılık kalemler sabah akşam iktidarı övüyor!
İktidar süresini sözünü ettiğim yöntemlerle uzatacaklarını düşünenler; bu davranışlarıyla yıllar sonra bile Türk halkının büyük bölümü tarafından nefretle anılacaklarının farkında bile değiller.
Bir gazeteci tweet attı diye hapse atılıyor.
Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek gibi bir gerekçeyle.
En son gazeteci Hakan Aygün İban edenler ifadesi nedeniyle tutuklandı.
Evet, Ey İman edenler şeklindeki Allah'ın kelamını ibanla telaffuz etmek çok çirkin bir yaklaşım.
Hakan Aygün varsa günahı hesabını Allah'a verir.
Başka başka anlam yüklenip cezaevine atmak niye?
Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken bir şiir oludu diye aynı gerekçeyle hapse atılması ne kadar yanlışsa, bu da o kadar yanlış.
Onlarca gazeteci cezaevinde, yüzlercesi de yargılanıyor.
Hemde saçma sapan gerekçelerle.
Çok uzatmayayım; Belli ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gazetecilik yapanı sevmiyor!
Sevmek zorunda da değil, ama tarafsız olması ve ayrım gözetmeksizin herkesi kocaklaması gereken bir koltukta oturduğunu sürekli göz önünde tutmalı.
Tayyip Erdoğan, Şeyh Edebali'nin Osman Bey'e nasihatini bilmez mi?
Bilir elbet.
Ne diyor Şeyh Edebali?
Ey oğul!
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Gücengenlik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana..
Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana..
Kötü söz, som ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana.
Üzülerek söylüyorum; meslektaşlarımın bir çoğu korkak.
Yüzyüze konuşurken onlara söylediğimi burada da yazayım; 'Bavulum hazır beni hapse atacaklarsa atsınlar. Hapse atmak için sağlam bir gerekçe bulmaları gerekir. Aksi halde duruşma salonunda hakimi bile terletecek sözler sarf etmekten beni hiç ama hiç kimse alıkoyamaz. Düşünce ve ifade özgürlüğü anayasal bir haktır.
Ne olursa olsun; asla doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğim.
Ülkem bu haldeyken ben sessiz kalp gitsinlerde sonra gazetecilik taslarız diye düşünenlerden değilim.
Ülkem bu haldeyken ben sessiz kalp gitsinlerde sonra gazetecilik taslarız diye düşünenlerden değilim.
Cesur olun, özgür olun, samimi olun.
Sevgili Uğur Mumcu'nun da dediği gibi; Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.
Bir iki kelime ile Kocaeli'deki AKP'lilerden de bahsetmeden geçemeyeceğim.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın samimiyetle görevini yapıyor.
Siyasi polemiklerden uzak duruyor.
İyi de yapıyor.
Eğer tutum ve davranış açısından AKP'nin Genel Merkez yöneticilerinin yaptıklarını Kocaeli'de yapsaydı bu kentte huzur kalmazdı!
Sırf iktidarda kalmak için bu milleti kutuplaştırmaktan vazgeçin.
Size oy vermeyen milletin yarısına hakaret etmeyin.
Başka da sözüm yok.