Uzun süredir yazmıyorum.
Yazmaktan vazgeçtiğimi düşünenler olmuş.
Yazmaktan vazgeçmedim ama çizmekten vazgeçtim.
Çize çize geriye adam kalmadığını görünce vazgeçtim tabii ki!
Sürekli siyasi yazılar yazıyorum ve şu-cu bu-cu demeden kitabın ortasından yazıyorum.
Kızanların, birileri kızdığında mutlu olanların ve hatta “Başkan şunları da yazsana” diyenlerin ağırlıklı olduğu konulara değiniyoruz.
Parayla yazmıyoruz.
En ufak bir menfaatimiz yok.
Olsa tadı olmaz zaten.
Kendi mesleğimden kazandığım yetiyor sonsuz şükürler olsun.
Ha, kazanıyor muyuz?
Başka bir yerde eleman olarak çalışsam daha çok kazanırım lakin o zaman da emir almam gerekir.
Biz o günleri geride bırakalı çok oldu.
Siyaset yaparken de tarzımızda, düşüncelerimizde en ufak bir yalpalama olmadı çok şükür.
7-8 yıldır hiçbir partide kaydım yok.
Bir tane falsomu bulsalar ipe çekerlerdi zaten.
Her yerini kıvırtanların çokça pirim yaptığı siyaset arenasında şerefimizle dik durduk.
Şimdilerde ise kendi ikballeri uğruna bizi iç etmeye çalışan bazı uvertürlerin başka sahnelerde bolca kıvırttıklarını hayretle seyrederek hoşça vakit geçiriyoruz.
“Kimden bahsediyorsun” diyenleri duyar gibiyim.
Temel’ in dediği gibi “Ne birisü, hepüsü, hepüsü” nü cevap olarak yazsak haksızlık yapmış olmayız.
Şaşırıyor muyum? Hayır!
“ Senin yerine ben etek giyerim” diyenlere şahit olmuş bir kardeşiniz olarak bu gün sahnelerde yer alan bazı şahsiyetlere sizler gibi hayret nazarıyla bakmıyorum.
Bilirim ki; bünyeleri alışık arkadaşların.
Ne siyasetsiz yapabilirler ne de karakterleri değişir.
Ağızları çok iyi laf yaptıklarından mağdurları da çok iyi oynarlar.
Yeni, yepyeni kurdukları partilerini puri-pak göstermek, kendilerini kamufle edebilmek için günlerce kafa patlatarak, beyin fırtınaları yaparak kurdukları cümleleri büyük bir laf cambazlığı ile oltanın ucuna takarak başlarlar sallamaya.
Takılanlar olur mu? E, sazanlar vardır elbet!
“Hadi gel bana bir anlat” desem gelirler mi acaba?
Soracağım sorulara cevap verebilirler mi?
Nerden, hangi şartlarda, hangi ekonomik güçle başladıklarını ve bugün geldikleri noktada hangi ilişkilerle ne durumda olduklarını takır takır saydıracağım için ne yürekleri ne de koltuğa oturdukları organı buna yeter.
İzledim pandemi sürecinde katıldıkları canlı yayınları…
Ulan bu bizim tanıdığımız adamsa ciğeri nerde, yok bizim tanımadığımız adamsa, adamlığı nerde? Diye aval aval seyrettim.
Dürüstlük abidesi muhterem…
Bütün suçları, kabahatleri bir kaba toplamışlar zorla şu adam sıçtı dedirtecekler.
Adamı mokundan tanımasak bizde inanacağız da, tanıyoruz işte!
Hem öyle bir tanıyoruz ki; anlattığımızda “o küçük işlerle uğraşmaz” diyenlerin dilini damağını kurutacak kadar tanıyoruz.
Şimdi bozuk vitrinlerine yeni mankenler arıyorlar!
Bize zamanında yedirdikleri şafşatalı cümleleri kullanarak (VATAN-MİLLET-ERDEMLİ SİYASET gibi) yeni yüzlerle, yeni sazanlarla, yeni, yepyeni partilerine prangalı mahkûmlar bulacaklar.
Tabii bu yeni adamlar mutlaka paralı olacaklar…
Ceplerinden bir kuruş çıkmadan kurulan parti il ve ilçe binalarının açılışlarını yapmaya geldiklerinde zafer kazanmış komutan edasında oturacaklar koltuklarına ve bir medya ordusu karşısında klişeleşmiş cümlelerle verecekler ayarı yeni, yepyeni teşkilatlarına.
Yarın manşetlere çıkacaklar…
Bilmem kim şöyle dedi…
Şu kadar çok katılım oldu…
Gümbür gümbür geliyorlar…
Yeni yüzleri tanıttı…
Eski partisi ve lideri hakkında şunları söyledi…
Aaaa, sahi mi? Ya bu kadar da olmaz! Demek bu adam-lar bunun için partiyi terk ettiler…
Beyinleri zorlayan seçilmiş cümlelerle al sana algı operasyonu!
“Sen bunları külahıma anlat” diyenlerin sayısını bilmem ama öte taraftan kalbi kırılmış, küstürülmüş, dikkate alınmamış, bir ricası yerine getirilmemiş birçok kişi yiyecek bunları.
Kimse çıkıp da “Bu kadar temiz adamsan şu partide siyasete başladıktan sonra edindiğin mal varlığını bir anlat” demeyecek, diyemeyecek.
Daha neler diyemeyecek…
Saymakla bitmez dostlar…
Diyenlere ne mi oldu?
Bir piyon bulundu, onlarca insan bu piyon tarafından disiplinlere verilerek partiden küstürüldü.
Ha, o piyonun sözüne itibar ederek, onun isteklerini büyük bir iştahla yerine getirerek adaletsizliğin kitabını yazanlara hiç mi sözümüz yok?
Var elbette…
O sözleri biz çoktan söyledik, tekrarına bugün girmeyelim.
Bugün o piyonları ellerindeki iple idare edenlere son sözümüzü söyleyerek kapatalım konuyu.
Bütün cambazların tek ipte yürüdüğü yeni, yepyeni partinizde birbirinizle tokuşmaya kalkmayın.
Bu sefer ipten düşen ilk siz olacaksınız.
Kalın sağlıcakla.