Geri alınması, telafisi mümkün olmayan hatalar vardır.
Siyasetin normal şartlarına uygun olarak yapıldığı zannedilen ve uygulandığı süreçte anlaşılmayan bu tür hatalar büyük yıkımların işaret fişeği olmakla kalmayıp sonuçları itibarı ile yıkımın ta kendisi olabilmektedir.
Etkileri hemen hissedilmeyen ancak ilerleyen zamanlarda çok net anlaşabilen bu hataların aktörlerinin en yoğun faaliyet gösterdikleri tarihleri iyi irdelersek doğru sonuca varabiliriz.
Bu konuya neden girdiğimi sonlara doğru daha iyi anlayacağız.
Yıl 2002 ve Ak Parti kuruldu.
Fikri Işık dönemi İl Başkanlığındaki yerel seçimler öncesinde Kandıra fesih edildi.
Sebebi belge ve net bilgilere dayanan çok haklı bir gerekçeydi ve genel merkez ilden giden raporları detayları ile inceleyerek bu kararın doğruluğuna karar vererek uygulamaya geçti.
O dönemde Kocaeli seçimleri adına yüksek risk taşıyan çok önemli kararlar alındı.
Beldeler birleşti, ilçeler oluştu.
Kocaeli Büyükşehir oldu.
İl yönetimi harıl harıl çalışır, kılı kırk yarardı.
Bir güvenlik sistemi için bile 8-10 yerden teklif alınır öyle karar verilirdi.
İhaleler takip edilir, suiistimallerin üzerine gidilerek devlet zarar edilmekten kurtarılırdı.
Rüşvet, suiistimal, müdürlüklerdeki, hastanelerdeki, okullardaki vatandaşa karşı olumsuz davranışlar gibi sayamayacağım kadar konu kamuoyuna yansıtılmadan sorunun aktörleri hakkında gereken işlemlerin yapılması sağlanırdı.
İçinde olmayanlar, sağdan-soldan duymalarla bu konulardaki irade koyulmasına başka isimler koysa da o dönemler kurumların oturması için çaba sarf edilen kadim günlerdi.
Zeki Aygün dönemi de yerleşmiş olan sistemin devamı açısından sorunsuz geçen bir süreçti.
Abilik pozisyonunu iyi koruyan Aygün kendisine duyulan, saygı, sempati ve güvenle milletvekilliği adaylığına kadar iyi götürdü il başkanlığını.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu.
Yerine atanan ve bizimde büyük emeğimizin olduğu Mahmut Civelek dönemi Kocaeli İl Teşkilatlarının kırılma noktası oldu.
Genel Merkeze şirin görünmek adına yapılan üye kayıt kampanyası tam bir fiyaskoydu.
Yine içinde olmayanlar bilmez ama biz iyi biliyoruz ki; bazı ilçelerde o kadar büyük sorunlar yaşandı ki ilçelere PKK sempatizanı olanlar neredeyse baskın diyebileceğimiz tepkilerle gittiler.
Ortalık fena karıştı.
İlçe başkanları mahkemeye çıkmak zorunda kaldı.
Neden?
Sen bu ay 3 bin üye yapacaksın, sen bu ay 6 bin üye yapacaksın dayatması sebebiyle.
Sonra yönetimlerde bulunanlara özel kiralamalar yapılmaya başlandı.
Kantinler, kafeler…
Belediyelerin GSM hatları, daire müdürlüklerinin takip sistemleri operatörlerini değiştirmek zorunda bırakıldı.
Ortağı olduğu TV41’ e o dönem sadece Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarafından resmi olarak yapılan ödemelerin belgeleri bir araştırılsa ortaya çıkan devasa rakamlar eminim hepinizin dudaklarını uçuklatacak cinstendir.
Yetti mi?
Yetmedi…
Kent Konut’ tan şahsa alınan ve çalışan gibi gösterilerek yapılan indirimler genel ahlak kurallarının çok dışındaydı.
Ulusala kadar çıkan haberlerle Kocaeli teşkilatları hiç yaşamadığı şeyleri yaşamaya başlamıştı ve sansasyonel sorunların ardı arkası gelmiyordu.
Ne büyük gaflettir ki bazı belediye başkanları tarafından belediyenin taşınmazlarını hiç parasına satmaya çalışanlara karşı direnen belediye meclis üyeleri disiplin kurullarına verildi.
Suçları ise vatandaşın hakkını korumaya çalışmak için mecliste oldu bittilere prim vermemek.
Kandıra meclis üyeleri disiplinlere verildi…
Neden?
Teşkilatlar karman çurman edilmiş, dava diye sarıldıkları her şey bir bir ellerinden alınmaktaydı.
Savundukları yerden kamçı yemeye başlayanlar seslerini yükseltince ise olanlar oldu…
Bu adamlar partiden bir an önce götürülmeliydi… Hem de öyle bir götürülmeliydi ki tamamen itibarsızlaştırılarak…Proje hazırlandı ve tek liste dayatması için kollar sıvandı.
İl koordinatörleriyle yapılan kapalı kapı görüşmelerinde planlar yapıldı.
Belediye başkanları ile de özel çalışmalar yapılarak direnen ilçe başkanlarının yönetiminde yer alanlar bir bir il başkanlığına çağrılarak ikna odalarında gerekli muameleye tabi tutuldular.
Kimi belediyeden atılmakla, kimisi yeni oluşacak yönetimde yer alacağı vaadi ile yine ahlaki olmayan yöntemlerle istifaya zorlandı.
Ne yazık ki çarşıdaki hesap pazara uymadı ve umdukları rakamı bulamadıkları için ilçeleri fes edemediler.
El aman dileyerek genel merkezin yolunu tuttular…
Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanından destek istediler…
Sadece Derince’ den 13 kişiyi aday yaptırabilmek için genel merkeze götürüp getirdiler ama yine başaramadılar.
Çünkü kim aday çıkarsa çıksın listemi koyarım diyen duruşla karşılaştılar.
Bu Civelek gibi bir şahsiyetin asla hazmedebileceği bir şey değildi.
Hedefi Haydar Bulut’u yeniden belediye başkanı yapmak ve Derince’ deki hâkimiyeti tamamen eline geçirmekti.
Bunu anlayamayan o zamanın tombiği kendisine atılan kazığı anlayınca iş işten geçmiş, atı alan Üsküdar’ı çoktan aşmıştı geçmişti.
Yanında yemlediği piyonlarının yüzüne bile bakmadığı finalinden sonra kimi ne kadar sövdüğünü iyi bildiğim bu tombik de şimdilerde neler yapıyor, ne durumdadır herkes biliyor.
Şimdi gelelim final kısmına.
Kocaeli siyasetinin Civelek dönemi ile başlayan bu entrika dolu yılları Ak Parti’ de derin yaralar açmıştır ve iddia ediyorum bu yaralar o kadar derindir ki halen daha kapatılamamıştır.
Partinin omurgası olan, kuruluşundan bu yana büyük seçim zaferleri kazanmış deneyimli kadrolar bir el tarafından çok sinsice siyasetin dışına atılmıştır.
O zamanın şartlarını ve ardı sıra gelen kumpasları şöyle bir film şeridi gibi gözünüzün önüne getirdiğinizde aslında ne yapılmak istendiğini çok çok iyi anlayabilirsiniz.
Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnızlaştırıldığını bu günlerde telaffuz etmeye başlayanlar bir döneme çok iyi bakmalı ve gelişen olayları iyi okumalıdırlar.
İl il ve nakış gibi işlenen projenin yerel aktörleri kimlerdir?
Kimler hangi sebeplerle ve kimler tarafından disiplinlere verilmiştir?
İkna edilip istifa ettirilenler yönetimlere neden alınmamıştır?
Yeni kurulan partilerle karanlık odalarda yapılan sırnaşma terapilerinin sebebi nedir?
O dönem ve sonrasında alınan sonucların Ak Parti siyasetine faydası mı zararı mı olmuştur?
Daha onlarca sorulacak soru ve karşılığında düşünen beyinler için verilecek cevaplar vardır.
Ben bugün sadece geçmişe bir ışık tutmak istedim.
Yeniden karanlıkta fenerle sahneye çıkmaya çalışan zatların pilini azaltmak için.
Çünkü çok iyi biliyorum ki; onun fenerinin aydınlatacağı kişiler bu günkü karanlığın baş mimarlarıdır.
Selam, selamet ve dua ile.