BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Tabiatın doğal dengesi içerisinde Kurt’un puslu havayı sevmesi çok normal karşılanabilir ve beklenen bir şeydir.

Yaşamını sürdürmesi için gereklidir bu.

Avlanması, avından beslenmesi, sürüsünü beslemesi için büyük fırsattır onun için.

Tek derdi vahşi hayatın akışı içinde sürüdeki canlıları derdest etmek, etinden, kemiğinden faydalanmak olan canlı için bulunmaz fırsattır pus.

Yani Kurt fıtratı gereği sevmelidir puslu havayı.

Peki, şu günlerde asıl üzerinde durulması gereken husus nedir?

“KURT’UN PUSLU HAVAYI SEZMESİDİR…”

Teşbihte hata olmaz; bizler asil bir çoban köpeği gibi bu puslu havayı sezmiş, pusun kaynağı hakkında da öngörümüzün-tedbirimizin olması gerekir.

Her çoban köpeğinin adı ister kurt olsun, ister çakal olsun puslu havayı seven iç ve dış mihraklara karşı sürüsünü korumak gibi vazifesi-derdi olmalı. 

Sürüsünden eksilen her canlı onu koruyamayan sürü sorumlusu çoban köpeğinin sonunu hazırlar.

Puslu hava dağıldığında sürüsünde sorumlu olduğu canlıları göremeyen çobanın da durumunu eminim hepimiz tahmin ediyoruzdur.

Onun ilk işi; çoban köpeğini bir daha sürüyle araziye çıkarmamak olacaktır.

Ve sonra sıranın kendisine geleceğini de çok iyi bilmesi gerekmektedir.

Ona sürüyü emanet eden sürü sahibi bir daha o çobana neyi emanet edecek?

Nasıl güvenecek?

Yılların yatırımlarını Kurt’a kaptıran dikkatsiz-liyakatsız çobana hangi akılla “geç sürünün başına” diyecek?

Dedik ya…  aslolan KURT’UN PUSLU HAVAYI SEZMESİDİR…

Seziyor muyuz?

Ortadoğu’ da, Afrika’da, yakın komşularımızdaki gelişmelerden ne kadar haberdarız?

Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların ne kadar farkındayız?

Suriyeliler, Afganlar üzerinden varılmak istenen sonucun derinlikleri hakkında ne kafa yoruyoruz?

Maksatlı ve çok ince hesaplarla çok uzaklardan planlanarak hayata geçirilmeye başlanan proje çalışmalarıyla, gazete haberleri, TV yayınları, kısa filmler, sosyal medya trollerinin paylaşımları ile bizlere verilen subliminal mesajlarla ne kadar ilgiliyiz?

Açılan karanlık pencereden gördüğümüz ilk ışığa doğru koşar adım gidiyoruz.

Sorgulamak, derinliklerine inmek, okuyup anlamak gibi dertlenmediğimiz ve koştuğumuz ışığın bir yansıma olduğundan bi haber şekilde “VUR ABALIYA” yapmaktan başka bir derdimiz kalmamış gibiyiz.

Dün soğan ve patates bugün başka sebze ve meyveler…

Mazot-Benzin-Elektrik-Su…

Beğenilmeyen maaş artışları…

Bir tarafta bu güne kadar yapılmayan; savunma sanayisinden ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtarmaya kadar tüm atılımları yapmaya kararlı bir akıl.

Diğer tarafta; iktidarı ele geçirdiğinde tüm yatırımları durduracağını söyleyen, şehir hastanelerinden, hava limanlarından, otobanlardan, kanal İstanbul’ undan kendi aracının üretimine kadar tüm yatırımları durduracak ve gelişmekte olan Türkiye’mizi yönetmeye talip başka bir beyin yapısı mı?

Milli olmak nasıl bir şey acaba?

Ülkeyi yönetenlerin sağlığından-eğitimine, 4 şeritli köprülerinden-otobanlarına, konutlarından-neredeyse her eve bir aracına ve saymakla bitmeyecek kadar bu güne kadar verilmeyen tüm hizmetleri vermesine isyan etmek mi?

Yoksa “bu zor günlerde geçecek, biz milli mücadele vererek tüm düşmanları ülkemizden kovmuş şerefli bir milletiz, bu günlerde bir milli mücadele ve dışarıdan gelen planları bir ve beraber olarak atlatacağız şuurunda olmak mı?

Şehitlerimizin kanları ellerinde olan kahpelerle bir olmak millilikse ben değilim…

Tüm yatırımlar durdurulacaksa ben milli değilim…

“Benim anladığım millilik bu değil arkadaş” diyen o kadar çok insanımız var ki!

15 Temmuz’lar özlemi içinde yanıp tutuşan uyuyan hücre şerefsizlerine karşı uyanık olmayan…

Pandeminin ve savaşların getirdiği küresel ekonomik krizleri yok sayarak, görmezden gelerek, Türkiye’mizin üzerinde oynanan oyunlara kulak tıkayarak “VUR ABALIYA” yapanlara söyleyecek hiçbir sözüm yoktur. 

Hele hele dışarıdan değil de içerden ikbal davası için kuyu kazanlar hiç değil.

Onlar lütfen bu yazdıklarımı yok saysınlar.

Benim sözlerim; bu millet için şehadet şerbeti içmeye hazır, KURT’UN PUSLU HAVASINI GÖREN gerçek vatanseverlere.

Selamlarımla efendim.

*****

Kısa Not: Derince’de daha önce ilçe başkanlığı yapmış, meclis üyeliği yapmış-yapmakta olan ve yanınızdaki birkaç yancılarla ne yaptığınızın, nerelerde-kimlerle hangi filimler çevirdiğinizin çok farkında olanlar-ız. 

Haddimiz değilmiş gibi olsa da, günü geldiğinde (ki günü artık gelmiştir) hükümetlerinin verdiği mücadeleyi unutup-görmezden gelen sizlere karşı çok özel sürprizlerimiz olacak.

Sizler de partiniz içinde bir ayrım gerekiyorsa inanın yukarıda söz ettiklerimden farklı değilsiniz.

Sadece sizin adınız değişik…

İç mihraklar!

Selam, selamet ve dua ile.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
İhsan Çimen 2022-05-08 09:26:16

Kaleminize yüreğinize saglık başjanım

Avatar
Yelkenci 2022-05-07 20:51:34

Bundan daha iyi bir tarif olmazdı tebrik ederim