İlkokul yıllarımda öğretmenlerimi en az anne ve babam kadar severdim.
Teneffüslerde aklıma ne gelirse onlara sorardım ‘öf yeter çocuğum’ demezler sabırla, tatlı dille cevap verirlerdi.
Öğretmen; şefkat demektir, hayat demektir, yol gösteren demektir.
Öğretmen öğrencisi için ömür boyu unutulmayacak bir kılavuz demektir.
Örnek ve önder insanlar olarak gördüğüm öğretmenlere çok saygım vardır.
Tartıştığı ve ağzından çıkan incitici sözlerle bir velinin sinir krizi geçirip hastanelik olmasına neden olan bir öğretmene o halleri hiç ama hiç yakıştıramadım.
İzmit Muammer Aksoy İlköğretim Okulu’nda görev yapan sınıf öğretmeni Gülnur K.’dan bahsediyorum.
Ki Gülnur Hoca’nın bu ilk vukuatı da değil!
Gözü gibi sevdiği evladının kendisine ‘Anne Gülnur Hoca’nın ders saati boş geçiyor, bizi bahçeye salıyor!’ demesinden sonra doğal olarak o veli durumu Gülnur K.’ya aktarınca çok ters bir yanıt alıyor.
‘Haklısınız, özür dilerim, şu aralar biraz rahatsızım. Endişelenmeyin bende sizin kadar çocukların iyi bir eğitim almasını istiyorum’ demek zor mu? Değil.
Dedim ya ters ters yanıtlar verip sen kim oluyorsun demeye getiriyor!
Bakın Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan ve uzun yıllardır tanıdığım güzel bir insandan örnek vereyim.
İznini almadığım için o arkadaşın adını yazmam doğru da olmaz.
Bana aynen şöyle dedi: ‘Bazen insanlar bize gelip çok kaba konuşabiliyorlar. Hatta ağızlarını bozanlarda oluyor. Fakat biz hiç cevap vermiyor sözlerini bitirmesini sabırla bekliyoruz.
Sonra da abla, abi ne içersiniz, çay söyleyelim size diyoruz. Şaşırıyorlar. Eleştiriye açık olamayanlar gönüllere giremezler.
Durum aynen budur ve iş bilenin, kılıç kuşananındır.
Öğretmen Gülnur K.’nın önce öğrenci velilerinden, sonra öğrencilerinden, daha sonrada okul idarecilerinden özür dilemesi gerekiyor.
Özür dilemek zayıflık değil erdemdir.
Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Milli Eğitim Müdürlüğü’nün öğrenci velisinin hastanelik olduğu son gelişmeyle ilgili soruşturma başlattığına dair bilgiler kulağıma kadar geliyor.
Doğru olan budur.
Sınıf öğretmeni Gülnur K.’nın birkaç gün önce hastanelik olan veli Zühre Aşık’ı öğrencilerin dersleriyle ilgili bilgilere yer verilen internet düzeyindeki gruptan çıkarması da sağlıksız bir davranıştır.
Nitekim arkadaşlıktan çıkarmasıyla ilgili benimde elimde kanıt niteliğinde görsel vardır.
Lakin o görsele burada yer vermeyeceğim.
Bir öğretmen eleştiriye açık olur, kimseyle kavga etmez, kendisine taş atana, çiçek atar.
Okul koridorlarında öğrenci velisini kastederek diğer öğretmenlere ‘Hayatı yalan dolan’ demesine de; ayıptır ayıp denir.
Aylar önce gazetemizde yayınlanan bir haberde kanser tedavisi görmesi nedeniyle Gülnur K.’nın derslerinin boş geçtiği, bir kasıt, ya da ihmal olmadığı gelen bilgiler arasında şeklindeki sözlere yer vermemizi bile sorun etti Gülnur öğretmen.
Hastalığımdan bahsedilmiş mahkemeye vereceğim demeye başlamış!
Şaka gibi!
Yahu Gülnur Hoca, hasta olmak ayıp değil, günah değil.
Biz size hırsız, arsız demedik, hasta dedik.
Bu kadar küçük şeylere takılmamanız gerekir.
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in meşhur sözü; Meseleleri, mesele yapmazsanız ortada mesele kalmaz!
Özür dileyin ve özür dilemenin gücünü keşfedin.
Benden söylemesi. Nokta.
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!