Bilenler bilir sosyal medyayı çok aktif olarak kullanan biriyim.
Öyle ki o platformda çoğu zaman ele aldığım konular günde 10 ayrı makaleye konu olacak boyuttadır.
Milyonlarca kişinin aman başıma bir iş gelir, hakkımda dava açılır diye düşünüp tweet atmaktan bile çekindiği bir ortamda; sözünü kimseden esirgemeyen hallerimin hastası olan ciddi bir kitle var!
Bunun farkındayım!
Bana özelden mesaj atıp helal olsun sana diyenlere, takdir ettiğini söylüyorsun ama beğenmekten dahi korkuyorsun şeklinde karşılıklar veriyorum!
Bin bir bahaneleri var.
Kızları, oğulları falanca kurumda çalışıyormuş benim paylaşımlarımı beğenirlerse onların ekmeği ile oynarlarmış.
Yok yardımlar kesilirmiş, ihale alamazmış!
Neler neler…
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde, İSU’da görev yapan bazı arkadaşlar bile bana açık açık İdris sen haklısın, durumlar kötü Reis bu işi beceremedi diyebiliyorlar.
Beni iyi tanıdıkları ve asla isimlerini yazmayacağımı bildikleri için çok rahatlar.
Toplumu saran tepksizlik, ikiyüzlülük bazen tepemin tasını attırıyor.
Namertlere hizmet ediyorum diye düşünüyorum.
Şu hayatta her şeyi öğrendim de ona başka türlü, buna başka türlü davranmayı öğrenemedim!
Benim yanıma gelip ağza alınmayacak sözlerle iktidar partisindeki isimlere hakaret eden bazı sözde gazetecilerin daha sonra köşelerinde AKP’lileri göklere çıkardıklarını görünce midem bulanıyor!
Öyle anlarda Uğur Mumcu’nun şu meşhur sözü aklıma geliyor: Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.
Allah vergisi bir beceri ya da psikoloji bilimine verdiğim önemden dolayı cesaret, yüksek bir özgüven ve iletişim becerisine de sahip biriyim.
Ve bu özelliklerin yan yana gelip bir kişide toplanmasına da çok sık rastlanmaz.
Demek istediğim şu; yalakalığın, ikiyüzlülüğün, nabza göre şerbet vermenin alasını sergileyecek yetenekler bende fazlasıyla var.
Zira en az uzman kadar bilgi sahibi olduğum alan insan davranışlarını inceleyen bir bilim dalı olan psikolojidir.
Ezcümle; benden her şey olur, ama sahtekar olmaz, olamaz!
Mertçe konuşur, mertçe yaşarım.
Uzatmayayım; 13 Mart’ta Herkes deve kuşu gibi başını kuma gömmüş başlıkla paylaşımımda da vurguladığım gibi 10 gün sosyal medyadan uzak duracağım!
Sözümü yere düşürmem! Bir süre sosyal medyada yokum dediysem, yokum.
23 Mart’ta 10 günlük süre doluyor, o gün tekrar görüşürüz!
Aslında sosyal medyadan da tamamen uzaklaşıp tecrübelerimi, deneyimlerimi, anılarımı bir kitapta toplamaya odaklanmak istiyorum.
Ve benim için kitap yazmak çocuk oyuncağıdır!
İş karar vermeme bakar!
Hazır sosyal medyayı 10 günlüğüne kendime yasaklamışken bir sonraki köşe yazısında kent sorunları ve siyasetle ilgili düşüncelerimi kaleme alayım.
Ve aynen böyle de yapacağım. Nokta.