Derince İlçe Başkanlığı kongresi tamamlandı.
Tamamlandı tamamlanmasına, yeni Başkan Mustafa Tırpan oldu ama sanki bir şeyler eksik ya da yanlış oldu gibi geliyor insanlara.
Ardı ardına telefon bombardımanına uğradım son 3-4 gündür.
Neler neler…
İlk olarak şunu ifade edeyim; Mustafa Tırpan Derince’ nin köklü ailelerindendir ve bu teşkilatta en aşağıdan başlayarak bu göreve gelmiştir.
Kimse hak etmediği ile alakalı bana bir şey anlatmasın.
Çünkü zamanında benim de yönetimim de Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış, kendisinin en zorlu günlerinde dahi ne maddi ne de manevi bir hatası olmamıştır.
Bizim Civelek ile yaşadığımız unutulmayacak günlerde o da Ankara’ ya 3 kez başkan adayı olarak çağrılan ancak aday yapılmayan 13 kişiden birisidir.
İl yönetimine Mehmet Ellibeş tarafından davet edilmiştir ve görevini layıkı ile yerine getirerek şu anki İl Başkanı Şahin Talus tarafından da Derince İlçe Başkanı olması için ikna edilerek ve tabii ki Genel Merkez onayı ile yeni görevine başlamıştır.
Uzlaşmacı yönü ile Derince’ ye yeni bir heyecan getireceğinden şüphem olmayan Mustafa kardeşimize başarılar dilerken görevi devreden Koray Merdan kardeşimize de bundan sonraki siyasi hayatında başarılar diliyorum.
Diliyorum çünkü Ak Parti kolay yetişmeyen insanları kaybetme lüksüne sahip değil artık.
Öyle siyasi atraksiyonlarla adam harcamaya çalışan nemrut tipli insanların kendi ikballerini kurtarmak için kurduğu tezgâha gelinecek zamanda da değiller.
Hele hele spekülasyonlara prim verecek, yanlış kararlara tahammül edilecek durumları da yok.
Tamam, kongre bitti…
Kimileri için katılım ve kullanılan delege oyları istenilen rakama ulaşmadı, liste beklenen ölçüde kabul görmedi, çok fazlaca üstü çizilenler oldu ama neticede siyasette bunlar oluyor ve insanlar bir şekilde tepki de gösterebiliyorlar.
Mustafa kardeşimiz hoşgörülü, konuları uzatmayı sevmeyen, gerektiğinde kesip atabilen bir yapıya sahiptir ve eminim hem kongre hem de kongre öncesi etrafında olup bitenleri iyi değerlendirerek bir sonuca varacaktır.
Kendisi dışında gelişen olayları zaman içinde ve hızlıca çözecek, alması gereken gönülleri alacaktır.
Gönül alma derken bir hususu atlamak istemem ki bence bu çok önemli bir hatadır ve mutlaka düzeltilmesi gerekir.
O da şudur; Recep Çiçek aynı Mustafa Tırpan kardeşim gibi çok değer verdiğim, hem birlikte siyaset ettiğimiz dönemde hem de sosyal hayatımızda asla birbirimizden kopmayarak bu günlere geldiğimiz kardeşimdir.
Kimse sağa sola bükmeden, bir kez dahi olsa adam gibi davranarak kabul etsin ki adı temayülde büyük bir farkla birinci sırada çıkmıştır.
Ama gel gelelim ki Ankara’ ya götürülen 3 isimden biri yapılmamıştır.
Bu hiç şık olmamıştır.
Uzunca konuştuğum için tüm detaylara hâkimim.
Kendisi temayül günlerinde yani bu günlerin geleceğine hiç ihtimal vermediği günlerde evlatlarına verdiği sözü yerine getirmek için çok önceden planladığı şekilde yurt dışına gitmişti.
Teşkilatların kendisine bu kadar destek ve değer vermesi öyle kolay olmamıştır.
Çalıştı… İşinden, aşından, zamanından, evlatlarından feragat ederek ulaştı bu değer verilmişliğe.
Çok çok iyi biliyorum ki; temayül sonuçlarından sonra geri dönmesi için telefonlar edildi kendisine ve o da bilet alıp hemen dönüş yapmak için ilin en yetkili ikinci ismini aradı lakin aldığı cevap Ak Parti gibi bir partinin asla kabul etmeyeceği bir düzeydeydi.
Cevap şu; Gelmene gerek yok, biz götüreceğimiz 3 kişiyi belirledik, sen yoksun.
Bu olur mu ya?
Temayülde çok açık ara birinci çıkmış bu adam ve sen bu adamı Ankara’ ya götürmüyorsun.
Bu götürdüğünüz arkadaşlara da zul gelir.
Sen götür… Ne olur ki?
Neden bu çekince?
Oradan zaten senin istediğin adayı söker alırsın sen çünkü maalesef ki genel merkez sonuçlara değil birilerinin iki dudağından çıkacak söze daha çok itibar etme hastalığına halen devam etmekte.
Yani bu hastalık daha tedavi edilemedi.
Neyse, olan oldu ve usulen de olsa götürülmesi gereken isim olan Recep Çiçek Ankara’ ya götürülmeyerek bir insanla birlikte onlarca kişinin kalbi bir kez daha kırılmış oldu.
Yapmayın beyler yapmayın…
Civelek'leşmeyin…
Kriz yönetimi konusunda biraz dikkatli olun.
Bu zor günleri aşarak kaybedilenleri kazanmak yerine kaybedilenler kervanına bir ton adam göndermeyin.
Bu hatalarınız sebebiyle kimin omuzlarına yük yüklediğinizin farkına varın artık.
Reis sizinle mi uğraşsın, iç ve dış şer güçlere karşı savaş mı yapsın?
Allah c.c. Hazretleri kim bu Vatan için mücadele ediyorsa ondan ebeden razı olsun.
Ve kim onun aksine davranıp zarar veriyorsa hesabını hem bu âlemde hem asıl âlemde misliyle sorsun İnşAllah.
Mustafa kardeşim, senin işin de kolay değil…
Hadi kolları sıva ve hem onların kırdıkları gönülleri al, hem de kaybedilenleri geri al.
Reis senden bunu ister…
Biliyorum, sen yaparsın…
Selam, selamet ve dua ile.