Benim 12 Eylül darbesi sonrası gözaltına alınıp işkence görmek gibi bir sorunum olmadı!
Zira 1980 darbesinde 4 yaşında küçük bir çocuktum
Allah uzak tutsun, hayatımda bir gün bile cezaevinde kalmadım
Hatta karakolluk bile olmadım
Meslek hayatım boyunca çok şeylerle karşılaştım
Özellikle polis ve adliye muhabiri olarak görev yaptığım yıllarda işledikleri suçlar nedeniyle habere konu olan kişilerin tehditleriyle de karşı karşıya kaldım
Kuşkusuz herkesi memnun etmeye endeksli yıkama yağlama türü bir anlayışa sahip olmayan bütün gazeteciler benzer tavırlarla karşılaşır
Tehdit edilmek; gazetecilerin kaderidir!
Memnun etmeyi ve kırmamayı ön planda tutanlara da gazeteci denemez!
Gerçek gazetecilerin mutlu etme gibi misyonu yoktur!
Gazeteciler sağlam kaynaklara dayanan bilgileri kaleme alarak habere dönüştürmekten de çekinmemelidir
Elbette doğrular acıtır, birileri sizi kötü çocuk ilan eder
Ne derlerse desinler, aldırmamak lazım
Asla doğru bilinen yoldan da şaşmamak gerekir
Her zaman olduğu gibi, birkaç gün önce gazeteden saat 19.30 sıralarında çıktım
Alemdar Caddesi'nden aşağı doğru yöneldim ve Yürüyüş Yolu'na doğru sağa sola bakarak ilerliyordum
Önümde iki genç yürüyordu
Yüksek sesle konuştukları için ister istemez sözlerine de kulak vermek zorunda kaldım
Kadın ve çocukların cadde üzerinden gelip geçtikleri bir ortamda ulu orta söve söve birbirleriyle tartışıyorlar
Bir tanesi 'Boşver savcıyı salla gitsin ulan. Bunlar iktidarın talimatıyla hareket ediyor' diyor
Kuşkusuz, kendilerine bile saygısı olmayan kişilerin, devletin savcısına saygılı olmaları da beklenemez
Böyleleri kapı arkalarında aşağılayarak adam yerine koymadıkları o savcıların karşısına geçince süt dökmüş kedi gibi olurlar!
Sinek küçüktür ama mide bulandırır!
İmam böyle yaparsa cemaat ne yapmaz?
Tepedekiler böyle konuşursa; sokaktaki vatandaş işte böyle savcı da kim oluyor? Diye meydan okur!
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin hazırlanan fezleke sonrasında yüksek sesle dile getirilir hale gelen 'yargı iktidarın güdümünde' şeklindeki ithamlar kaygı vericidir
Yargıya da güvenmezsek kime güveneceğiz?
Yargıya olan güveni sarsacak davranışlardan kaçınmak gerekir
Bu konuda iktidar partisine mensup isimlerde en az hukukçular kadar hassas olmalılar
Aksi halde Türkiye'de ne demokrasi kökleşebilir, ne de hukuk sistemi
Sevgiyle kalın!
Boşver savcıyı salla gitsin!
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren,
aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya
da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk
içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.