banner542

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Benim 12 Eylül darbesi sonrası gözaltına alınıp işkence görmek gibi bir sorunum olmadı!

Zira 1980 darbesinde 4 yaşında küçük bir çocuktum

Allah uzak tutsun, hayatımda bir gün bile cezaevinde kalmadım

Hatta karakolluk bile olmadım

Meslek hayatım boyunca çok şeylerle karşılaştım

Özellikle polis ve adliye muhabiri olarak görev yaptığım yıllarda işledikleri suçlar nedeniyle habere konu olan kişilerin tehditleriyle de karşı karşıya kaldım

Kuşkusuz herkesi memnun etmeye endeksli yıkama yağlama türü bir anlayışa sahip olmayan bütün gazeteciler benzer tavırlarla karşılaşır

Tehdit edilmek; gazetecilerin kaderidir!

Memnun etmeyi ve kırmamayı ön planda tutanlara da gazeteci denemez!

Gerçek gazetecilerin mutlu etme gibi misyonu yoktur!

Gazeteciler sağlam kaynaklara dayanan bilgileri kaleme alarak habere dönüştürmekten de çekinmemelidir

Elbette doğrular acıtır, birileri sizi kötü çocuk ilan eder

Ne derlerse desinler, aldırmamak lazım

Asla doğru bilinen yoldan da şaşmamak gerekir

Her zaman olduğu gibi, birkaç gün önce gazeteden saat 19.30 sıralarında çıktım

Alemdar Caddesi'nden aşağı doğru yöneldim ve Yürüyüş Yolu'na doğru sağa sola bakarak ilerliyordum

Önümde iki genç yürüyordu

Yüksek sesle konuştukları için ister istemez sözlerine de kulak vermek zorunda kaldım

Kadın ve çocukların cadde üzerinden gelip geçtikleri bir ortamda ulu orta söve söve birbirleriyle tartışıyorlar

Bir tanesi 'Boşver savcıyı salla gitsin ulan. Bunlar iktidarın talimatıyla hareket ediyor' diyor

Kuşkusuz, kendilerine bile saygısı olmayan kişilerin, devletin savcısına saygılı olmaları da beklenemez

Böyleleri kapı arkalarında aşağılayarak adam yerine koymadıkları o savcıların karşısına geçince süt dökmüş kedi gibi olurlar!

Sinek küçüktür ama mide bulandırır!

İmam böyle yaparsa cemaat ne yapmaz?

Tepedekiler böyle konuşursa; sokaktaki vatandaş işte böyle savcı da kim oluyor? Diye meydan okur!

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun  dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin hazırlanan fezleke sonrasında yüksek sesle dile getirilir hale gelen 'yargı iktidarın güdümünde' şeklindeki ithamlar  kaygı vericidir

Yargıya da güvenmezsek kime güveneceğiz?

Yargıya olan güveni sarsacak davranışlardan kaçınmak gerekir

Bu konuda iktidar partisine mensup isimlerde en az hukukçular kadar hassas olmalılar

Aksi halde Türkiye'de ne demokrasi kökleşebilir, ne de hukuk sistemi

Sevgiyle kalın!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.