Deprem bir doğa olayıdır.
Bu tür afetlerin önüne geçmek mümkün değildir.
Ama tahribatı azaltılabilir.
Yeter ki malzemeden çalınmasın, evler her türlü afette ayakta kalacak şekilde inşa edilsin.
O zaman altından fay hattının geçtiği binalarda oturanlar bile sağ olarak dışarı çıkabilirler.
17 Ağustos 1999'da meydana gelen Gölcük merkezli depremde benzer örneklere hep birlikte şahit olduk.
Bir çok ev daha ilk sarsıntıda yerle bir oldu.
Abartısız söylüyorum; sulak bir zemin üzerine inşa edilen İzmit Yahya Kaptan Mahallesi'ndeki binaların en üst katlarındaki dairelerde ikamet edenlerin başı neredeyse yere değecekti.
Binalar bir o yana bir bu yana beşik gibi sallandı, ama yıkılmadı.
O korkunç deprem felaketinde Kocaeli'de binlerce kişi hayatını kaybetti.
Pek çoğumuz kader dedik ve acımızı içimize attık.
Oysa ortada çok ciddi bir devlet zafiyeti vardı.
İnsanlar evlerini kafalarına göre inşa ettiriyorlardı.
Denetleyen falan yoktu.
Binlerce kişi öldükten sonra TBMM'den çıkarılan yeni yasalarla aynı konuda ciddi düzenlemeler yapıldı.
Bu tür hamleler bile devlet düzeyindeki hantallığı ve beceriksizliği ortadan kaldırmaya yetmedi.
Vali Ercan Topaca, birkaç gün önce Kocaeli'de 13 yıl önce meydana gelen deprem felaketinde hasar gören ve yıkılması gereken bina sayısının 617 değil 1000‘nin üzerinde olduğunu açıkladı.
Yıllardır bir evin hasarlı olup olmadığını bile tespit edemeyen bir devletten söz ediyoruz!
Aradan bunca yıl geçtiği için başlangıçta orta hasarlı olan binalar yoruldu ve onarılamayacak duruma geldi.
Şimdi insanlara 'Hayatınız tehlikede derhal o evlerden çıkın, yıkacağız' diyorlar.
İyi de imkanları olsa zaten kimse hasarlı bir binada yaşamak istemez.
Hatta bağlasanız durmazlar!
Belli ki pek çok kişi çaresiz; çoluk çocuk sokakta kalmaktansa hasarlı da olsa 4 tarafı duvarla kaplı bir alanda yaşamayı tercih ediyorlar.
Vali Topaca geçtiğimiz günlerde 'Hasarlı binalarda oturan vatandaşlar derhal bulundukları alanları terk etmeli. Bu binaların boşaltılması konusunda kimseyi mağdur etmek istemiyoruz' şeklindeki sözlerle bir bakıma yüzlerce kişiyi tehdit etti.
Hep beraber 'Helal olsun doğruyu söyledi, baba adammış' diyerek alkış mı tutalım?
Yoksa; 'Bu tür hasarlı yapılar, çevrelerinde yer alan sağlam binalarda ikamet edenler içinde büyük tehlike. Derhal yıkılmalı, valimizi destekliyoruz mu diyelim?'
Bu duruma herkes kendi açısından bakar, dolayısıyla da birinin kara dediğine diğeri ak der!
Ama herkese eşit mesafede yaklaşması gereken yöneticilerin, farklı davranma ve ayrım yapma hakkı yoktur.
Devlet vatandaşını korur, kucaklar.
Devleti temsil eden Vali Ercan Topaca'da vatandaşı korumak adına böyle bir çıkış yaptı.
'O evleri boşaltın' diyerek bir bakıma emretti!
İyi de bu vatandaşlar nereye gidecek?
Sokakta mı yatacak?
Madem ilimizde yıkılması gereken 1000‘nin üzerinde hasarlı bina var, o zaman uygun koşullarda yeni konutlar yapılsın daha sonra bu insanlara 'Çıkın kardeşim, sizlere sağlam konutlar yaptık güle güle oturun' densin.
Ama böyle olmadı.
Devlet yine işin kolayını buldu!
Bir bakıma 'Çık kardeşim o bina hasarlı ben yıkacağım senin nerede oturacağın da beni ilgilendirmiyor' dedi.
Bu durumun Kocaeli'de ciddi bir krize neden olacağı ortada.
Tekrar ediyorum; 'Boşaltın yoksa elektrik ve suları keseriz' diyerek işin içinden çıkılabilir mi?
Sayın Valim içiniz rahat mı, huzurlu musunuz?
Binaların yıkılması halinde ortaya çıkacak barınma sorununun giderilmesi için çalışma yapılması gerekmiyor mu?
Evet, Sayın valimize katılıyorum; o evleri boşaltarak yıkalım, ama bunu yapmadan önce alternatif projeler üreterek vatandaşa yerde gösterelim.
Aksi halde elektrik ve sular kesilse bile o insanların bir çoğu çaresizlikten evlerinden çıkmaz.
Bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok!
Her şey ortada, barınma sorunu kapıda!
Sevgiyle kalın!
İçiniz rahat mı sayın valim?
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren,
aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya
da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk
içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.