Halkla iç içe olacaklar.
Dere tepe demeden her yeri gezecekler!
Sık sık gazetecilere demeç verecekler!
Muhalefet hareketlenince AK Partililer iktidarı kaybetme korkusuna kapıldı.
Bırakın korkuyu zangır zangır titriyorlar!
Birileri böyle düşünüyor, ama çok yanılıyorlar!
Bence AK Partililer muhalefeti ciddiye bile almıyor
Hatta dalga geçiyorlar!
CHP ve MHP’yi kendilerini taklit etmekle suçluyorlar.
Pekte haksız değiller.
Özellikle CHP, AKP’leşti.
MHP henüz tam olarak ısınamadı!
Gerçi MHP’nin Kocaeli’deki İl Başkanı Aydın Ünlü çoktan havalandı!
Hatta ayakları yerden kesildi, hedefleriyle gerçekler arasında uçurumun olduğunu bile fark edemiyor.
Tıpkı kendinden önce görev yapanlar gibi, boşa kürek çektiğini anlaması için bir seçim döneminin geride kalması gerekiyor.
Muhalefet partilerinde yer alan isimler AK Parti’yi taklit ederek iktidar olacaklarını sanıyorlarsa çok yanılıyorlar.
Halk orijinali dururken çakmasına oy vermez.
Ayrıca yıllardır seçimden seçime halkı hatırlayanların samimiyetine de kimse inanmaz.
Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir.
CHP ve MHP’liler belleklere kazınan olumsuz imajı silmek için çok gayret göstermeli.
Ama bu anlamda güçlü bir iradeyi ortaya koyacaklarını sanmıyorum.
Her şeyden önce çabuk yorulurlar.
Alışkanlıklarından vazgeçemezler.
Pek çoğu öğlene kadar uyur, seçim günü bile “Benim oyum sonucu etkilemez” diye düşünüp tembellik ederek sandık başına gitmez.
Oysa böyle düşünenlerin sayısı çok yüksektir.
Mesela MHP’liler propaganda sürecinde kaş yapayım derken göz çıkarır.
30 metrekarelik küçük bir çay ocağında bile danalar gibi bağırırlar!
Yüksek sesten rahatsız olanlar o anda nezaketen bir şey söylemez ama herkes gittikten sonra sövüp sayarlar!
Halkla iletişim beceri ister.
İyi bir siyasetçi konuşmak kadar dinlemeyi de bilmelidir.
Karşısındaki kişiyi sözünü kesmeden dakikalarca dinleyebilmelidir.
Muhalefet partileri eleştiri işini de çok abartırlar.
Kantarın topuzunu kaçırırlar ve bu durum genellikle ters tepki yapar.
Doğru adımlarda rakibi tebrik etmek ve daha sonra yanlışları uygun bir dille ifade etmek akılcı bir yöntemdir.
Sesim ne kadar yüksek çıkarsa halk üzerinde o kadar etkili olurum diye düşünenler, böyle davranarak var olan sempatiyi de yok ettiklerinin farkına bile varamaz.
Tekrar ediyorum; iletişim beceri ister.
Bilinenin aksine, halkın gönlüne girmek konuşmaktan değil, dinlemekten geçer!
CHP’liler halkçı yapısıyla bilinen Sefa Sirmen’den bu konuda ders almalıdır.
Bu işler taklitle olmaz.
Samimiyet ve içtenlikle olur.
Halkı rahatsız eden sıkıntıları soru önergeleriyle TBMM’ye kadar taşın CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ile MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan doğru yolda.
Fakat bu iki vekilin gayreti CHP ile MHP’yi iktidar yapmaya yetmez.
Bu iş topyekun mücadele ister!
Eğer lider düzeyinde esen bir rüzgar yoksa alttakiler ne yaparsa yapsın hiçbir işe yaramaz.
Mevcut yapılarıyla CHP’de, MHP’de AKP’ye alternatif olamaz.
AK Parti’yi, geniş kitleler üzerinde etki yaratabilecek yeni bir lider ve yeni bir parti bitirir.
Şu anda öyle bir lider de, öyle bir parti de yok.
Alternatif olmadığı sürece AK Parti’nin iktidarı da sürer.
Bir dip not;
Son üç dönemdir her hareketleriyle AK Partililerin işini kolaylaştıran CHP ve MHP’liler hatalarından ders alarak halka yöneldiler.
Evet, bu durum AK Partililerin işini zorlaştırdı.
Ama iktidar partisinde yer alan isimlerin bir çoğu zorluklara göğüs gelebilecek beceriye de fazlasıyla sahip.
Bu işinde üstesinden gelebilirler.
Muhalefet partileri çok havaya girmemelidir.
Birkaç gün mahalle ve köyleri gezmekle seçim kazanılmaz, vatandaşın gönlüne girilmez.
Bunu alışkanlık haline getirmek lazım.
Fakat önce alışkanlıklardan kurtulmak gerekir!
Sevgiyle kalın!