Son iki dönemdir Türkiye‘ye tek başına iktidar sıfatıyla yöneten AKP‘nin ilimizdeki temsilcilerini, iktidar faktörünün şımarttığını söylemek çok abartılı bir yaklaşım olur.
Kuşkusuz birkaç kişi de olsa şımaranlar vardır, ama istisnalar kaideyi bozmaz.
Siyaseti iyi takip edenler bilir, DYP iktidarında parti binasında her gün bir olay çıkardı.
Bazen yumruklar konuşur, bazen de adaylık beklentisi içerisinde olan popüler isimler parti binasını kalabalık bir grupla birlikte basardı!
Hatta aynı partide bakan olarak görev yapan bir ismi, o dönemin il başkanının parti binasına sokmadığını da pek çok kişi bilir.
Uzun yıllardır iktidar olamadı, ama inanın CHP‘de işbaşına gelse farklı bir tablo yaşanmaz.
Geçmişte sıradan bir il yöneticisinin bile Vali‘ye posta koyduğu da bilinir.
Kuşkusuz pek çok açıdan örnek teşkil etseler ve hassas davransalar da, AKP‘liler de sütten çıkmış ak kaşık değil.
Belki posta değil, ama tavır koyuyorlar!
Özellikle bürokrat düzeyindeki değişikliklerde de kamuoyundan gelebilecek tepkiler nedeniyle pek de acele etmiyorlar.
Fakat kolay kolay da affetmiyorlar ve üzeri çizilen eninde sonunda gidiyor!
Kendilerine yakın kişiler söz konusu olduğunda her türlü formülü de bulabiliyorlar. İşlerine gelmediğinde de bir sürü mazeret üretiyorlar!
AKP tabanında, iş beklentilerine yanıt alınamamasının getirdiği ciddi bir tepki de var.
AKP‘nin içi de Türkiye gerçeğine benziyor!
Aylardır işsiz olanlarda var, belediyeler de görev yapıp da bütün ihaleleri alarak cebi dolduranlarda var.
Yani alta kalanın canı çıkar felsefesi; AKP‘de de geçerliliğini koruyor!
Neyse olumlu ve olumsuz yönleri ile AKP‘yi ayrıca değerlendiririz. Bugün İl Teşkilatı ve yerel yöneticiler düzeyini irdeleyelim.
İşi ağırdan alması, sosyal projelere ağırlık vermenin aslında çok önemli olduğu gerçeğini fark edememesi gibi gerekçelerle, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu‘nu eleştirmek mümkündür.
Büyükşehir‘de vizyonun mumla arandığı da bir gerçektir!
Lakin Karaosmanoğlu‘nun kişiliğine, dürüstlüğüne, iyi niyetine kimsenin diyecek bir şeyi olamaz. Başkan iyi insandır, kimseyi bilerek ve isteyerek kırmaz.
Elbette iyi insan olmak da bu tür makamlarda yer alanlar için başlı başına yeterli bir özellik değildir.
Yaratıcı olmak, üretken olmak gerekir.
Bunun için de farklı dünya görüşlerine sahip insanların bir arada olması gerekir.
Aksi takdirde, aynı kalıptan çıkmış, aynı şeyi düşünen birbirine yakın özelliklere sahip yöneticilerin olduğu bir ortamda fark yaratılamaz.
İşler rutine girer, iyi insan faktörü dışında öne çıkan da bir şey olmaz.
Öne çıkamayanlar da; Başbakan Erdoğan‘ın karizmasının çizilmesi gibi, olumsuz etkenler söz konusu olduğunda da silinir gider!
Er geç böyle olacaktır, Erdoğan‘ın sonsuza dek Başbakan olarak kalması mümkün değil!
Neyse Büyükşehir‘de vizyon zafiyeti dışında çok da önemli bir eksiklik görünmüyor, fakat özellikle İzmit Belediyesi, yönetenlerden kaynaklanan etkenlerle tam bir sorunlar yumağı izlenimi veriyor.
Her geçen gün daha da yıpranan, içtenlik ve samimiyetten uzak davranışları nedeniyle herkes tarafından eleştirilen Nevzat Doğan‘ı da anlamak mümkün değil!
Kendine münhasır bir karakter!
Kendi personeli tarafından bile sevilmeyen bir başkan!
Bugün seçim olsa, 1,5 sene önce aldığı oyun yarısını bile alamayacak bir başkan!
Muhtemelen üç yıl sonra siyasi hayatı da bitecek, ama böyle giderse kendisi ile birlikte AKP‘yi de İzmit‘te bitirecek!
Aradan geçen 1,5 yıllık süre içerisinde, hizmet adına ortada somut bir şey olmamasına rağmen, iş lafa gelince mangalda kül bırakmıyor.
AKP içerisinde gerçekleri dile getiren adam olarak bilinen İzmit İlçe Başkanı Nedim Arsal, doğru söyledi diye az daha koltuğundan oluyordu!
Nevzat Doğan, eleştirileri hiç umursamıyor havası yaratmaya özen gösteriyor! İnanın bu tavırda çok yapmacık!
Oysa çok rahatsız oluyor, rahatsız olmuyorum havası yaratmak için de kendini aşırı şekilde kontrol ediyor.
Lakin sürekli bu tip bir kontrol de mümkün değil, içine ata ata insan çatlar ve gün gelir hiç olmadık yerde de patlar rezil olur!
Dolayısıyla doğal davranmak lazım, öfkelenmek, ağlamak ve ya üzülmek insanlara özgü doğal davranışlardır.
Nevzat Doğan‘ı, özellikle AKP içinde sert bir şekilde eleştirenlerin sayısı giderek yükseliyor. Tüm bu olumsuzlukları, AKP‘nin teşkilatları da herkes gibi seyrediyor.
Nedim Arsal‘ın nasıl susturulduğu herkesin malumu. Hadi Arsal‘ın sesi çıkmıyor, ya İl Başkanı Zeki Aygün neden susuyor?
Tam bu noktada gelelim başlıktaki kelimelere; Fikri Işık olsa gerçekten öttürürdü! İsim vermeyeceğim ama Işık‘ın il başkanıyken hatalar yapan bir belediye başkanını çok kötü haşladığına tanık olmuştum.
İster istemez aklıma geldi; hakikaten Fikri Işık öttürürdü! Bakalım Zeki Aygün ne yapacak?