banner542

banner545

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

İslami bakış açısı olan böyle büyük bir şairi sahiplenirken onun topluma vermek istediği tüm mesajları karşı taraf gibi gördüklerimizin almasını beklemek ilk önce üstada saygısızlık sonrasında ise tüm tembih ve ikazların muhatabı olamayacak kadar büyük gördüğümüz öz benliğimize saygısızlıktır.

Dost dillerden dökülen uyarı ateşleri ilk önce bizleri yakmalı.

Tuttukları ışık ise önce bizim yolumuzu aydınlatmalı.

Bizim iddiamızdır Eşitlik, Hak ve Özgürlükler ve en önemlisi de Adalet.

Makama gelirken Adalet’ ten dem vuran, makamdan sonra senden kapı kulu olmanı bekleyen İslami bakış açısı reddimdir.

Hz. Ömer’ in adaleti gibi adalet isteriz diyenlere “Sen Hz. Ömer’ in ashabı gibi ol, ondan sonra” diyebilecek zihni erozyon reddimdir.

Zamanın Halifesi Hz. Ömer’ e “Bir yanlışını görürsem seni bu yamuk kılıcımla düzeltirim” diyerek onurlu duruş gösteren ashapdan bahsetmeyen ve öyle davrananları da çuvalın içine doldurup ağzını da kendi elleriyle sıkıca bağlamaları reddimdir.

İnsan düşünen varlıktır.

Hayata bakış açısı, İslami anlayışı, duruşu, yaşam felsefesi, idealleri, hizmet aşkı, yardım ve vakfetme dürtüsü gibi bir sürü iyi hasletleri olan ve Eşrefi mahluk olarak, yani yaratılmışların en şereflisi olarak kainattaki farkı yaradanı tarafından tasdik edilen müthiş bir eserdir.

Sanatkârın sanatıdır.

Siz bu insanı alıp yaradılış gayesinden ve müthiş hedeflerinden arındırıp kendi protipinizde bir varlık haline getirmeye çalışırsanız varoluş sebebine muhalefet etmiş olursunuz.

O düşünecek, sorgulayacak, aykırı davranacak,  günü geldiğinde sizi yamuk kılıcıyla düzeltmeye cüret edecek ve siz tüm bunlara razıysanız “Ben Ömer olmaya adayım” diyeceksiniz.

Tüm varlıklarından soyunacaksın.

Hak iddian varsa hakkın kapısında nasıl durman gerektiğini bileceksin.

Soyunacaksın.

Çırılçıplak kalacaksın.

Seni yaradan rabbinin seni Hac vazifende üstünde iki parça bez ve altında iç çamaşırın olmayacak şekilde kabul etmesinin hikmetine varacaksın.

Mezarına kabul edilirken dünya malından bir dirhem dahi götüremeyecek olmanın manasında eriyip yok olacaksın.

Evet, sen iddia sahibisin.

Yapacaksın.

Yapamayacaksan sukut edecek, Ömer olmaktan geri duracaksın.

Binlerin günahıyla değil, sadece kendi günahınla yetineceksin.

Hizmete talip olmak keyfiyettir.

Zorunluluk değildir.

Talipsen yanacaksın, yakmayacaksın.

Bila bedel, sadece Hakkın rızası için yanında olanlara ışık olacaksın.

Bir insan…

Bir Âlemdir...

Âlemi yıkmayacaksın.

Günümüzde siyaset edenlerin tamamını siyaseti rant kapısı olarak ve ikbal adına bu vazifeye soyunmuşların bir araya geldiği topluluk zanneden ahmaklar var.

Oysa siyasetin içinde mensubu bulunduğu toplumun kendisine biçtiği rolü ve kimliği benimsemezse, dışlanmaya mahkûm kalanları vardır.

İtirazları kabul görmez, etrafındaki çember daraltılır.

Çünkü ondan beklenen şey, birey olmaktan çıkıp sessizce itaat etmesi ve boyun eğmesidir.

Kendi refahları için oluşturdukları ve adını kendi koydukları düzenin devamından yana olanlar, işlerin her kötüye gitmeye başladığı zamanlarda itilmiş ile kakılmış rolü yaşattıkları bu yapı içinde sesi çıkanlara hemen bir afyon enjekte ediverir.

Uyananlar uyuşturulsun, yıllardır uyuyanlar daha da uyusun, dillere daha da büyük kilit vurulsun, herkes daha da sussun, sessizlik hâkim olsun ve kurdukları düzen sürsün, bir yandan da kendilerini halka ya daha şirin ya daha da korkutucu gösterebilsinler diye.

Oysa sağlıklı bir topluma varabilmenin yollarından biri de, bireyin daha çok önemsenip yüceltilmesidir.
“İnsan” olgusundan kopan siyaset varlığını anti-demokratik usullerle sürdürmeye yönelince, kendisini bile yutan bu girdap içinde adeta boğulma tehlikesiyle yüz yüze kalır.

Hal böyle olunca; insan olgusunu unutan, teşkilatçı çizgiden uzaklaşan ya da kopan ve sonuçta siyaseti tıkanma noktasına getiren bu anlayış maalesef günümüzdeki “Ben artık yokum, lanet olsun” nefretini de beraberinde getiriyor.

Siyaset edenlerin tamamını aynı kefeye koyup aynı pazarda satışa sunanlar yanılırlar.

Her siyasi partinin içinde hep iki taraf vardır.

Bu iki tarafın kim olduğunu anlayabilmek ve kimin ne tarafta olduğunu bilebilmek için kuvvetli bir iman, analiz yapabilecek beyin ve adil bir terazi gerekmektedir.

Bunun için adalet terazin doğru tartacak.

Bugün tarttığın teraziyle yarın sende tartılacaksın.

Senden istenen, seni için mücadele edenle, kendisine yontan keseri birbirinden ayıracak kadar adil olmandır.

Unutmayalım; son yolculuktaki varacağımız noktada, kim Ömer’ im diye iddiada bulunduysa onun terazisi ayrı…

Kim ki Ömer’e uydum diyerek kurtulmaya çalışacaksa onun terazisi ayrı olacak.

İnsan olmanın izzetini yaşamak için yamuk kılıçlarınız olsun, yoksa da hazırlayın.

Eğer kılıç çekecek cesareti kendinizde göremiyorsanız, hiç olmazsa çekenlere kınını göstermeyin.

Hepimiz zaten ölmeyecek miyiz?

Hesap veremeyeceğimiz ve düzeltemediğimiz yanlışlara razı olmaktansa kenardan yamuk kılıçla mücadele etmek daha onurlu davranış olsa gerek.

Sonuç olarak üstadın dediği gibi; Biz biz olalım “Fikrin ne fahişesi olalım, ne zamparası!  Vicdanımızın olmasın hava parası.”

Kalın sağlıcakla.
……………………………………………………………..

Sizlerle paylaşmak isterim; Bu yazımı hazırlarken çok sevdiğim bir dostum ziyaretime geldi ve sanki buraya nakşetmem için şu sohbeti yaptı ve gitti.

Aynen aktarıyorum;  Küçücük bir kıskançlık önce hasede sonra kine ve en sonunda küfre dönüşüyor. Dokunduğun parça elinde kalacak kadar cüzzamlı hastalığa dönüşüyor. Eğer hizmet ettiğimiz bir yerde gördüğümüz yanlışlar varsa Hakkın emri; Onlara o işten vazgeçmesini söylemendir.

Bunu dilinle yapacaksın, olmadı elinle düzeltmeye çalışacaksın, olmadı kalbinle değiştirmeye çalışacaksın. Eğer tüm bunlara rağmen değişmiyorsa, sana düşen orayı terk etmektir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.